Dünya zorlu bir süreçten geçiyor, daha doğrusu dünyada olan bizler zorlu bir süreç yaşıyoruz. Bu zorlu süreci şu anda yaşıyor olmak bile şükür sebebi çünkü tüm ülkeleri etkileyen bu dönemde pek çok can kaybı oldu. Salgının ilk başladığı yer olan Çin’de var olduğunu duyduğumuzda sadece bir haber olarak görmüş ve virüsün özellikleri, yaptığı hastalığın seyri dışında çok da bir şey merak etmemiştik. Nasıl olsa bize uzaktı, daha önce gördüğümüz diğer bazı hastalıklar gibi bulunduğu yere lokalize kalacaktı ama beklendiği gibi olmadı ve tüm dünya ülkelerine yayıldı.
Tarihte de bulaşıcı hastalık salgınları belli periyotlarla hep görülmüş ve can kaybına neden olmuş. Literatürde tifüs, kanamalı ateşler, veba, çiçek, kızamık, sıtma, grip, kolera, sarı humma, SARS, MERS gibi hastalıklara bağlı salgınlar ve ölümler bulunmakta. Dünyanın varlığı devam ettiği sürece bunlara benzer hastalıkları belli periyotlarda göreceğimiz gerçeği de çok açık. Savaşlardan daha çok can kayıplarına, göçlere, ekonomik, siyasal ve kültürel değişikliklere neden olan bu salgınlar sırasında, bugün sahip olduğumuz bilimsel verilerle baktığımızda anlamlı ve gerekli görüldüğü kadar anlamsız ve gereksiz de olabilecek önlemler alınmaya çalışılmış fakat sonuçta hepsi korunma amaçlı uygulanmış. Günümüzde önerdiğimiz korunma yolları için şimdi hepsi birer kaynak ve tecrübe olarak bulunmakta.
Dünyada 7 ay önce başlayan Covid-19’a bağlı salgın ülkemize
yaklaşık 2.5 ay sonra ulaştı ve 4 aydır da etkisi devam etmekte. Ne kadar
süreceği merak konusu. Bizler de sıklıkla Covid-19 salgınının ne kadar süreceği
sorusu ile karşılaşıyoruz. Öncelikle şunu ifade etmek lazım, bunu tahmin etmek
ve bir süre belirtmek çok zor. Şu ana kadar sahip olduğumuz verilerle;
hastalığın kalıcı bağışıklık bırakıp bırakmadığı, tekrar enfekte olma riski
taşınıp taşınmadığı, virüsün vücutta en fazla ne kadar süre ile
saptanabileceği, kalıcı hasarlar ve düzeyi gibi bazı sorulara net cevaplar
veremiyoruz. Ancak vaka sayısının çok olduğu ve eldeki verilerin
değerlendirildiği çalışmalarla daha anlamlı sonuçlar elde edildikten sonra bu
sorulara daha net cevaplar verebileceğiz. Salgının süresi konusunda da kalıcı
bağışıklık ve tekrar enfekte olma durumu ile ilgili net verileri görmeden bir
şey söylemek mümkün değil fakat bir süre daha bu virüsün aramızda olacağı da
çok açık ve ortada. Bu nedenle salgının geçmesini beklemek yerine, salgın
şartlarında yaşamayı öğrenmek durumundayız. Sadece şu anda gündemde olan
Covid-19 için değil, bundan sonra karşılaşacak olduğumuz enfeksiyonlar için de
aynı durum söz konusu. Tabi ki gönlümüz bunun gibi durumlarla hiç
karşılaşmamaktan yana ama biraz önce de belirttiğim gibi dünyada belli
aralıklarla salgınlar hep olmuş ne yazık ki.
Son olarak sürecin devam ettiğini, maske kullanımı, sosyal
mesafe ve el hijyeninin önemini tekrar hatırlatarak güzel günler diliyorum.
Sağlıcakla kalın…