SON DAKİKA
SON DAKİKA


Önce Biz, Kendimiz
13.04.2021

Merhabalar. Salgında hasta sayımız artmaya devam ediyor. Şikayeti olan herkesin test yaptırmadığını ve her hastada testin pozitif çıkmama olasılığı da bulunduğunu düşünürsek, bu sayının çok daha fazla olduğunu söyleyebiliriz. Ülkemizdeki ilk hastayı duyduğumuz günlerde hissettiklerimizle, şu anda elli binlere ulaşan vaka sayısında hissettiklerimiz arasında ne büyük fark var değil mi? Bir yıl bize korkuyu azaltmayı, kaygıyı yönetmeyi, endişeye kapılmadan yaşamayı öğretti ama korunmayı ve salgına rağmen yaşamayı öğretemedi.

Bu vakte kadar gayet güzel korunanlar ya çocukları veya dikkatsiz bir aile bireyi ya da devam eden sosyal hayattaki yakınlık nedeniyle enfekte oldular.

Artan vaka sayısı aynı zamanda bulaştıracak kişi sayısının da artması demek. Şu anki tablo bile hastanelere yansımışken, daha fazlasını hem sağlık çalışanları olarak bizler, hem de insan olarak hiç birimiz elbette istemeyiz. Fakat sadece istememek ile bir sorunu çözmek mümkün değil, hepimiz gayret göstermek zorundayız.

İş eleştirmeye gelince bunu hepimiz gayet güzel yapıyoruz. Sistemi, yapılmaması gerekenleri, yapılanları, salgının yarattığı ekonomik zorluğu, hastaneleri, hastalığı, ilaçları, aşıları, başkalarının davranışlarını eleştiriyoruz, tabii ki eleştirelim ve doğru bildiklerimizi söyleyelim ama lütfen önce kendimiz doğru davranalım, kulaktan dolma bilgilerle hareket etmeyelim, kendimizi ve sevdiklerimizi korumak için korunmaya gayret gösterelim.

Maske+mesafe+hijyen diyoruz tam 1 yıldır. Hala maskesiz yan yana oturanlar, karşılıklı sigara içenler, kapalı ortamlarda maskesiz-mesafesiz bir araya gelenler, ben geçirdim zaten diyenler, nasıl olsa aşılandım, korunmaya gerek yok diye düşünenler, maskesini uluorta yerlere bırakanlar, sokaklara atanlar, böyle bir hastalığın olduğuna bu durumda bile inanmayanlar, inanmakta güçlük çekeceğimiz şekilde ortak maske kullananlar, sen dikkat ettikçe maskesiz en yakınında durmaya çalışanlar, hastalıktan korunmayı korkaklık, korunmamayı da cesaret sananlar, problemi halk sağlığı ve toplumsal sorun olarak görmeyenler, her sorumsuz davranışın başkasının canına kast olduğunu anlamayanlar oldukça, hiçbir şeyi eleştirmeye de hakkımız yok. Çünkü çuvaldızı başkasına batırmadan önce iğneyi kendimize batırmamız lazım.

Tüm bunlardan neden bahsettim? Onu da ifade edeyim. Her gün saatler süren vizitlerimizde hastalarımızın yalnız kalmaktan sıkıldığını, iyileşmemiş olmasına rağmen ısrarla taburcu olmak istediklerini görüyoruz. Bazen dakikalarca yatması ve ilaçlarını kullanması için ikna etmek durumunda kalıyoruz. Refakatçi gereken hastalarda hasta yakını bulamıyoruz. Odaya girdiğimiz ve maske takmasını rica ettiğimizde “Ben maske takmayı sevmiyorum ya da takamıyorum” gibi cevaplar alıyoruz. Yemeği, yatağı, suyun ısı derecesini, yemekten sonra neden çay-kahve ikramı olmadığına kadar farklı eleştirileri dinliyoruz. Ama neye dikkat etmedim, nerede hata yaptım, kimlere bulaştırdım, kimleri riske attım demiyoruz. Nefes almakta güçlük çekenler varken varsın birkaç gün odaya giren olduğunda istemediğim maskeyi takayım, yemekten sonra çay içmeyeyim, yatağım evdeki kadar rahat olmasın ama iyi olayım diyemiyoruz. Hep konfor alanımızda olmak, kalmak istiyoruz. Tabii ki hep en güzel şartlarda olalım, insan olarak bunu hak ediyoruz ama lütfen önce korunmayı, korumayı bilelim ve kendimizi eleştirelim. Hepimiz korunmak adına elimizden gelenin en iyisini yapalım, gerisi zaten ilahi takdir.

Sağlıcakla kalın.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap