SON DAKİKA
SON DAKİKA


Öğrendik mi?
27.02.2021

Öğrendik mi?

Merhabalar.

Bir yandan salgın, bir yandan hayat, ikisi de birbirlerine rağmen devam ediyor. Bu zaman diliminde öyle şeyler gördük ki, “anlatılmaz yaşanır” desek yeridir. Anlatılsa inanmazdık ama yaşadık, gördük ve inandık.

Birbirimizi görmeden duramayız dediklerimizi görmeden durabilmeyi öğrendik. Ona sarılmak dünyaya bedel dediklerimize, dünyada kalmak uğruna sarılamadık. Özlemi burnumuzda tütenleri özlediğimizle kaldık. Gözünün içine bakmadan olmaz zannettiklerimizin sesi ile yetinebileceğimizi anladık. Kimlerin bize iyi geldiğini, kimlerin görmesek de olurmuş kategorisinde yer aldığını, hatta kimleri görmemenin en iyisi olduğunu idrak ettik. Kimlerin aklımıza hangi özellikleri, hangi yaptıkları, ne dedikleri ile düştüğünü ve aslında taşıdıkları anlamın ne kadar olduğunu anladık.

Evlerde toplandığımız kış gecelerinde birbirine karışan kahkaha sesleri yerine, sessizliğin sesine alıştık. Özenle ağırladığımız misafirlerimiz yerine, kendimizi ağırlamanın da hüner sayılacağının farkına vardık. Özel günler için alınan ve kullanmak için sırasını bekleyen kıyafet, mutfak malzemeleri ya da şu an aklınıza gelen her ne ise tüm bunlar için nefes alabildiğimiz her günün “özel” olduğunu, hayatın “özel” olarak beklediğimiz günleri bize sunmayabileceğini ve hiçbir şeyin bizden kıymetli olmadığını bir kez daha anladık. Kalabalık masa başı sohbetleri yerine, insanın kendisiyle sohbet etmesinin de kendini anlamak adına faydalı olduğunu gördük. Korkularımızı, kaygılarımızı, endişelerimizi fark ettik, onlarla yüzleştik. Nelerin bizi mutlu ettiğini, neleri yapmaktan zevk aldığımızı, “boş” vakitlerimizi nasıl değerlendirebildiğimizi yani kendimizi çözdük. Yeni hobiler, alışkanlıklar edindik, daha önce aklımıza gelmeyecek şeyleri denedik, yeteneklerimizi fark ettik.

O kadar dışarıda geçen ve bu düzende işleyen hayat akışlarımız ve evlerimizi otel gibi kullanışlarımız vardı ki, “Evde kal” mesajını her mecrada “canım sıkılıyor, evde vakit geçmiyor” mesajlarına dönüştürdük.

Yıllar boyu çalışmaktan yorulduğumuzu, dinlenmeye ihtiyacımız olduğunu söyledik ama zorunlu dinlenmelerin bu ihtiyacımızı karşılamadığını gördük. Düzenli bir işi ve geliri olanlar için hayatın akışı aynı düzende devam ederken, günlük kazancı ile yaşamını idame ettirenlerin yaşadığı geçim sıkıntısına şahit olduk. Geçen zaman dilimini fırsata çevirip ek gelir sağlamak için evinde herhangi bir alanda çaba gösteren, emek veren, üreten, ailesine katkı sağlayan ve “boş” zamanlarını değerlendirenlerin önünde saygıyla eğildik.

Bu süre içinde düşündüğümüz, uyguladığımız, yaptığımız ya da yapmadığımız her şeyin yaşantımız boyunca oluşturduğunuz “biz” olduğunu anladık. Aslına ne olduğumuzu, ne kadar olduğumuzu, duygularımızı, strese dayanma gücümüzü, yıkılışlarımızı, toparlanışlarımızı, sevdiklerimizi, sevmediklerimizi, kendimize ne kadar tahammül edebildiğimizi, ne kadar sevdiğimizi ve ne kadar şefkat gösterebildiğimizi gördük.

Hastalıklarda, ölümlerde yaşanan acıların dertlere ortak olanlarla paylaşıldıkça azaldığını ya da düğünlerde, eğlencelerde mutlulukların paylaştıkça çoğaldığını bilsek de, tek gelip tek gittiğimiz ve yaşadıklarımızın sorumluluğunu tek başımıza almak zorunda olduğumuz yaşam gerçeğiyle yeniden yüzleştik.

Hayatın ileriye doğru yaşansa da geriye bakılarak anlaşıldığını bir kez daha, kafamıza vura vura öğretti bize yine kendisi, yine hayat..!

O öğretti de, biz öğrendik mi?

Sağlıcakla kalın.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap