Merhabalar.
Salgında bir yılı geride bırakmış ve çok beklediğimiz aşıya
ulaşmış olmamıza rağmen hasta sayısındaki artış devam devam ediyor. Bu artışın
pek çok nedeni, yapabileceklerimiz, yapmamız gerekenler ve yanlış bildiklerimiz
var. Bugün, biraz da bunlardan söz etmek istedim.
Hastalığın korunma yollarını artık hepimiz biliyoruz. Çok
açık bir gerçek var ki bu da, korunmaya dikkat ettiğimizde hastalığın bize
bulaşmasının mümkün olmadığı. Korunmanın da tek yolu hepimizin bildiği gibi
maske+mesafe+el hijyeni. Maske kullanmaktan sıkıldık belki ama inanın oksijen
maskesi daha sıkıcı. Mesafe, sosyal bir varlık olan bizler için rahatsız edici
ama inanın bir hastane odasında günlerce yalnız kalmak daha rahatsız edici.
Birden fazla kişinin temas edebileceği yerlere dokunduktan sonra el yıkamak zor
gelebilir ama inanın el yıkamak için yataktan kalkamamak daha zor. Yani kimse
sıkıldık, rahatsız ediyor, zor geliyor demesin çünkü beterin beteri var.
Son dönemde “Bundan kaçamayacağız, hasta olacaksak da
olalım” ve “Nasıl olsa aşı oldum, aşım beni korur” cümlelerini sık duyar olduk.
Bundan kaçamayacağız diyerek korunma önlemlerini azaltmak bir çözüm hiçbir
şekilde olamaz çünkü bir kez geçirince de bitmiyor. Hem yaşayacaklarımızın ne
olacağını bilemiyoruz hem de geçirsek de tekrar geçirme olasılığımız var. Yani
hiçbir zaman “Ben nasıl olsa Covid-19’la enfekte oldum, geçirdim, bir daha
hasta olma şansım yok” diyemeyeceksiniz.
Aynı şekilde aşı olmamız da hasta olmayacağımız anlamına
gelmiyor. Artık iki doz aşısını olmuş, üzerinden de yeterli bir süre geçmiş
hastalar görmeye başladık. Yani aşı olmak demek de korunma tedbirlerini
gevşetebiliriz demek değil. Hatta antikorunuzu baktırmış ve yeterli düzeyde
olduğunu görmüş olsanız bile bu korunmaya artık ihtiyacınız kalmadığı anlamına
gelmiyor. Ezber bozan, hâlâ bilinmezliklerle dolu bir hastalık için bildiğimiz
en net şey, nasıl korunabilecek olduğumuz.
Son dönemde sık sorulanlardan birisi de artık alternatifimiz olduğundan “Hangi aşıyı olalım?” sorusu. Şu an için buna net bir cevap vermek daha geniş kitlelerdeki uzun dönem sonuçlarını bilmediğimiz için çok zor fakat hangisi olursa olsun, aşı olalım. Hangimizi korur, hangimizde ilerleyişi engeller bilmiyoruz ama korunma ya da ilerleyişi durdurma adına ufak bir olasılık dahi olsa inanın aşı olmaya değer. Kaldı ki aşı gelir mi, bize ulaşır mı, bir an önce gelse derken toplumun bir kesimi aşılandı ve aşılanmaya rağmen günlük hasta sayılarımız ortada.
Tüm bu yaşadıklarımıza, kayıplarımıza, gözümüzün önünde bir
nefes için uğraşan hastalarımıza, sağlık çalışanları olarak adeta seferberlik
ruhu ile hareket ederek verdiğimiz emeklere rağmen hâlâ duyduğum “Böyle bir
hastalık yok, bizi ilaçlarla hasta ediyorlar” gibi aklımın almadığı, mantığımın
bir temele oturtamadığı, içimden geçenleri yazıya dökemediğim yaklaşımlar için
de, bir kez daha şunu söylemek istiyorum. Öylesine kurduğunuz birkaç cümleden
etkilenerek hastaneye gelmeyen, ilaçlarını kullanmayan, aşısını olmayan,
bulaştırıcılıkta da katkısı olan ve bu nedenlerle hayatını kaybedecek
insanların vebali üzerinizde. Kişisel kararlarınızı uygulamak elbetteki sizin
hakkınız ve bunda özgürsünüz ama lütfen sadece kendi üzerinizde etkin olun.
Güzel günler dileğiyle.
Sağlıcakla kalın.