SON DAKİKA
SON DAKİKA


Mutluluğun sırrı
12.06.2020

 
Merhabalar

Hep anlatılan bir hikaye vardır, daha önce okumuş ya da duymuşsunuzdur. Genç bir adam, “mutluluğun sırrını” öğrenmek için bir tapınağa gider, bilgenin yanına oturur ve mutlu olmak için neler yapması gerektiğini sorar. Bilge, genç adama içinde zeytinyağı bulunan bir kaşık verir ve yağı dökmeden bulundukları tapınağı gezmesini söyler. Adam elinde yağ dolu kaşıkla tapınağı gezer, dökmeden bilgenin yanına ulaşır. Bilge, genç adamdan gördüklerini anlatmasını ister fakat adam yağı dökmemek için etraftakileri göremeden tapınağı gezdiğini söyler. Bilge, genç adamı yine içinde zeytinyağı bulunan bu kaşıkla ziyaretine devam etmek üzere gönderir. Adam bir süre sonra gelir ve tapınakta gördüğü her şeyi ayrıntılarıyla bilgeye anlatır. Bilge bu kez kaşığı sorar, adam içinde artık zeytinyağı bulunmayan kaşığı mahcubiyetle gösterir. Olanlardan bir şey anlamayan genç adam bilgeye, “Ben mutluluğun sırrını sormuştum, nedir mutluluğun sırrı, söyler misiniz?” der. Bilge, “Mutluluğun sırrı sende saklı. Mutluluk, içinde zeytinyağı bulunan bir kaşıkla tapınağı gezerken, yağı dökmeden etraftaki güzellikleri görebilmektir” der.
Bizler de mutluluğu ararken ya kaşığa odaklanıp etrafta olup bitenleri kaçırıyoruz ya da yağı döküyoruz. Peki ikisini aynı anda yapmamız mümkün mü? Tabi ki mümkün. Her anı hissederek, yaşamın akışında koşturarak değil, yavaşlayıp tadına vararak ve hazmederek ilerlemek, başarı ve mutluluğun sadece sonuçta değil, sonuca giden yoldaki çaba ve anda da olduğunu bilmek yani farkındalık sağlamakla bu mümkün. Hayatın her anında “farkındalık” işimizi kolaylaştıran bir yol aslında.

Mutluluk için yazılan onca kitap, önerilen yüzlerce yol ve yöntem, istatistiksel olarak anlamlı pek çok bilimsel veri olmasına rağmen herkesin hala arayış içinde bulunmasının nedeni de, kendisinin farkında olamayışı değil mi zaten? Önce kendini bilmek, tüm farkındalıkların temeli aynı zamanda. Kendini bilen, kendine karşı eksiği ve fazlası ile dürüst olan yani benliğinin farkında olan kişi, kaşığı nasıl tutarsa yağı dökmeyeceğini de, bu yürüyüş sırasında gördüklerinden hangisinin ona huzur ve mutluluk vereceğini de herkesten daha iyi bilir. Yani hep söylenen, mutluluğun kendi içimizde olduğu gerçeğinin özünde de, kendimizi mutlu etmeyi seçmemiz ya da seçmememiz var. Mutlu etmeyecek şeylere odaklanmak mutsuzluğu, mutlu edeceklere odaklanmak mutluluğu getirecekse, odaklanacağımız yer de bizim seçimimiz ise karar bizim değil mi?

Bugün, mutlu edeceklere odaklanmayı seçmemizin ilk günü olsun. Önce eksiğimizle gediğimizle kendi varlığımızı düşünelim, yani içimize dönelim ve önce bunu kabul edelim. Elimizde zeytinyağı dolu kaşıkla yağı dökmeden yürürken her adımda durup etrafa bakalım, etraftaki güzelliklerin farkına varalım. Unutmayalım ki, biz yavaş da yürüsek, hızlı da yürüsek yol eninde sonunda bitecek. Bu yolda mutlu olmak herkesin hakkı fakat seçim yürüyenin kendisine ait.
Sağlıcakla kalın..

 

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap