SON DAKİKA
SON DAKİKA


Kutlu olsun!
23.04.2022

Bugün, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı günü çocuklara armağan etmesi ile kutladığımız bu bayram, “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” ilkesinin resmi başlangıcı olması nedeniyle de çok önemli. Bu kadar önemli bir günün çocuklara hediye edilmesi de ayrıca çok anlamlı ve bir o kadar da kıymetli. Bu kıymeti bizler çocukluğumuzda, küçük yaşlarda olmamıza rağmen erişkin idrakıyla anlamış, bayramlarımızı coşkuyla ve neşe içinde kutlamıştık.

Her 23 Nisan, haftalar öncesinden başlayan hazırlıklar ve heyecan demekti bizler için, çocuk olduğumuz yıllarda. Şarkılar, şiirler, gösteriler için yaptığımız hazırlıklar sınıflarımızı süsleyerek devam eder, bayram gününde de günlerce süren emeklerimizi büyüklerimize, okulumuzdaki diğer arkadaşlarımıza ve bizleri izlemeye gelenlere sunarak taçlandırırdık.

Görev almak, katkı sağlamak, fikir sunmak için adeta yarışırdık ama bu yarış hırs dolu değil, her şeyin daha iyi olması için yapılan bir yarıştı. Şiirini unutan, şarkısında heyecanlanan, gösterisinde hata yapan olursa nasıl hareket edeceğimizi dahi konuşur, birbirimize destek olurduk. Ve çok daha önemlisi bir aksaklıkta bu desteğin olacağına inanır ve güvenirdik. Öyle güzel, öyle samimi, öyle masum duygulardı ki hissettiklerimiz.

Sınıflarımızı süslerken bile eğlenirdik. Gerekli malzemeleri alır, her şeyi kendimiz yapar, rengarenk süsleri camlara şekil vererek yapıştırır, sınıfı bayraklarla donatırdık.

Büyük gün yaklaştıkça dersler, dışarıdaki bando takımının çalışma seslerini duyarak yapılırdı. Eğitimin ilk 3 yılında iken bizler, onlara imrenerek bakardık. Sadece 4. ve 5.sınıflar bando takımına alındığından özlemle büyümeyi beklerdik.

Törenler sıklıkla il ya da ilçede herkesin katılımının sağlandığı alanlarda yapılırdı. Stadyumlar ya da il veya ilçelerin meydanları kutlamalar için biçilmiş kaftandı.

Bizler okullarımızda bir araya gelir, önde iki kişinin her bir ucundan tuttuğu ve okulumuzun adının yazdığı pankart arkasında sıralanarak, görevimiz her ne ise o grup içinde alana giderdik. Bu girişi de seremoni havasında gerçekleşirdik. Sırayı bozmadan ve dik yürümek, görevimiz her ne ise onu sergilemek ve okulumuzu en iyi şekilde temsil etmek için elimizden geleni yapardık.

Bayram bizimdi ve tören bitince de asla bitmezdi. Sonrasında büyüklerimiz bizleri arkadaşlarımızla birlikte, nereye istersek oraya götürürlerdi. Bazen bir yerlerde bir şeyler yemek-içmek cazip gelirdi, bazen pikniğe gitmek, bazen de yine hep birlikte sinemada film izlemek. Hatta o vakitlerde çok da alternatifi olmayan birkaç kırtasiye gezip istediklerimizi almak da bayram kutlamasına dahildi. Fakat bayram da olsa neyi isteyeceğimizi ya da neleri istemeyeceğimizi bilecek kadar da kontrollü çocuklardık.

Bizler çocuktuk, bayramda “Çocuk Bayramı” olarak bizlere hediye edilmişti. Doyasıya kutladık tüm çocukluğumuz boyunca. Şimdi, bugünün çocuklarının olsa da bu bayram, büyüyen bedenlerimize rağmen yüreğinin bir yerinde çocuk kalmış hepimizin de bayramı aynı zamanda. Hem “Ulusal Egemenliğimiz”, hem de “Çocuk Bayramımız” kutlu olsun. Bu kıymetli gün için Ulu Önder Atatürk’e sonsuz teşekkürler.

Sağlıcakla kalın.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap