SON DAKİKA
SON DAKİKA


Kıymetini Anladıklarımız
26.06.2020

Merhabalar,

Son 3 aydır ülkemizde ve dünyadaki en önemli gündem, salgın yani Covid-19 enfeksiyonu. Basit gibi gözüken bir viral enfeksiyonun nasıl etkili olabileceğini hep birlikte gördük. Maddi-manevi zararları olsa da “Bize kazandırmış olduğu bir şey var mı acaba?” diye düşünürken ilk aklıma gelenleri yazmak istedim.

Öncelikle hepimiz sabır sınavından geçtik ve halen geçmekteyiz. Sizler mümkün olduğunca evde kalmaya ve sosyal hayatınızı yavaşlatmaya çaba göstererek, bizler de sağlık çalışanı olarak her zamankinden çok daha yoğun tempoda ve sürekli kişisel koruyucu ekipmanla çalışarak bu sürece sabır göstermeye çalıştık, başka şansımız olmadığının da farkında olarak. Bu sınavdan geçenlerimiz kadar kalanlarımız da oldu. Sadece sürece değil, insan ilişkilerimizde de birbirimize olan tolerans sınırlarımızı ve özlemlerimizi gözden geçirdik, hayatımızda yeri olanların olması ve olmaması arasındaki farkları bu sayede görmüş olduk.

Önceden sıradan gelen, bu dönemde uzak kaldığımız ve yeniden yapabilsek dediğimiz her ne varsa kıymetini anladık. Ramazanda kalabalık iftar sofraları, gün içinde arkadaşlarımız, eş-dost, akrabalarımızla evlerde rahatça geçirilen vakitler, maçlar, konserler, tiyatro ve sinema salonlarındaki keyifli zamanlar şimdi bize uzak ama hepsine özlem hat safhada.

Hastalarımın ifadesiyle rahatça hastaneye gelmenin, “Bizlere bir şey bulaşır mı?” endişesi taşımadan muayene olmanın ne kadar değerli olduğunu da anlamış olduk.

Aynı kaygıyla seyahat etmek yerine rahatça ulaşım araçları kullanabilmenin aslında lüks olduğunu kavradık.

Yıllarca el yıkamanın nasıl olması gerektiğini, önemini anlattık. Özellikle hastane enfeksiyonlarından korunmanın en kolay ve en etkili yolunun el yıkama olduğunu her fırsatta ifade ettik ama uyum ve uygulanması konusunda hep sıkıntı yaşadık, istediğimiz seviyeye ulaşamadık. Bugün geldiğimiz noktada viral enfeksiyona yakalanma korkusu ile herkesin daha dikkatli davrandığını ve el hijyenine uyumun öncekine göre daha iyi olduğunu gördük.

Tüketim toplumu içindeki çarkta dönerken ve gerekli-gereksiz her şeyi alışveriş çılgınlığı ile alırken, bunun sadece ihtiyaçlarımız dahilinde de olabileceğini anladık.

Her gün okula gitmek zorunda olan öğrenciler de okula gitmenin, dersi sınıfta dinlemenin, arkadaşlarıyla vakit geçirmenin ne kadar kıymetli olduğunun farkına vardılar.

Aslında herkes ama özellikle çocuklar ve 65 yaş üzerindekiler sokağa çıkmanın ve yürümenin önemi ve gerekliliğini çok daha fazla hissettiler.

Güven ve huzur veren, iyi hissettiren en güzel eylem olan sarılmaktan mahrum kaldık, sevdiklerimize sarılamadık ve bu dönemde sarılmanın ne kadar değerli olduğunu anladık.

Düşündükçe uzayabilen “kıymetini anladıklarımız” listesinin en başında aslında yaşamın kendisi var. Hastalık ve hayatını kaybedenleri duydukça yaşamın kıymetini anladık. Daha önce dert ettiğimiz pek çok şey anlamını yitirdi, sevdiklerimizi kaybetme korkusuyla özellikle hastalık açısından risk grubunda olanlardan uzak kalmaya çalıştık. Hayatın kıymetini anladığımız gibi hayattaki her şeyi kontrol edemeyeceğimizi de anladık. Bu aylar için önceden yapılmış olan pek çok planı ertelenmek zorunda kaldık, ertelenmiş olanları uygulama zamanı geldiğinde de her şeyin istediğimiz ölçüde normale gelmediğini gördük.

“Bir musibet, bin nasihatten iyidir” derler ya, bizler de bugün biraz iyimser bakış açısıyla bakalım ve salgının öğrettiklerini anlamaya çalışalım istedim. Sizler neyin kıymetini anladınız, neyin farkına vardınız, salgından neler öğrendiniz? Bu süreçte değiştirdiğiniz, düzelttiğiniz ya da önem sırasında değişiklik yaptığınız neler oldu? Bugün bu konudaki farkındalık günümüz olsun.

Güzel günler dileğiyle.

Sağlıcakla kalın..

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap