SON DAKİKA
SON DAKİKA


Kırım Kongo Kanamalı Ateşi
1.06.2020

Merhabalar,

Yaklaşık iki buçuk aydır tüm dikkatimizi Corona virüs enfeksiyonuna versek de, havaların ısınması ile birlikte kene ısırıklarını ve Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığını da görmeye başladık. Kene ısırığı ile bulaşan KKKA, bu dönemde takip ettiğimiz ve ciddi seyir gösterebilecek hastalıklardan en önemlisi. Bu nedenle ufak hatırlatmalar yapmakta fayda var.

KKKA, keneler tarafından taşınan Bunyaviridae ailesine bağlı Nairovirüs grubuyla oluşan ateş, halsizlik, kas-eklem ağrıları, bulantı-kusma ve ağır vakalarda cilt, diş eti, burun başta olmak üzere mide-bağırsak, akciğer, karın içi gibi aklımıza gelebilecek her sistemde kanamalara sebep olabilecek bir hastalıktır. Hyalomma cinsi kenenin ısırığı ile bulaştığı gibi virüsü taşıyan hayvanların ve hasta kişilerin kan, doku ve vücut çıkartılarına korunmasız temasla da bulaş olabilmektedir. Her kenenin hastalık bulaştırmadığı, sadece virüs taşıyan kenelerin hastalığa yol açtığı bilinmelidir.

Kuluçka süresi sıklıkla 1-3 gün olup en fazla 14 güne uzayabilir.

Hastalığın görüldüğü bölgede yaşayan, tarım ve hayvancılıkla uğraşanlar, kasap ve mezbaha çalışanları, veterinerler, korunmasız kamp ve piknik yapanlar, KKKA hastalığına yakalanmış kişilerin yakınları ve bu hastalara hizmet veren sağlık personeli ile laboratuvar çalışanları bulaşma açısından risk grubundadır.

Kan örneğinde virüse ait genetik materyalin saptandığı PCR ve ya virüse karşı antikorların gösterildiği ELISA ile tanı konur.

KKKA hastalığında dünyadaki ölüm oranları farklı verilerde %30 gibi yüksek olabilse de, ülkemizde ortalama %5 civarındadır.

Hastalığın spesifik bir tedavisi ya da aşısı yoktur, destek tedavisi uygulanmaktadır. Bu nedenle kene ısırığından korunmak önemlidir.

Hastalığa sebep olan keneler uçmayan, zıplamayan canlılar olup sadece yürüyerek vücuda ulaşırlar. Bu nedenle özellikle hyalomma cinsi kenelerin aktif olduğu Nisan-Ekim ayları da dahil olmak üzere bu aralıktaki dönemde riskli yerlere gidilirken mümkün olduğunca vücudu örten ve kenelerin görülebilmesi için açık renk giysiler giyilmeli, pantolon paçaları çorapların içine sokulmalıdır. Riskli alanlardan dönüldüğünde mutlaka vücutta kene kontrolü yapılmalıdır.

Vücudunda kene farkeden kişi mutlaka sağlık kuruluşuna başvurmalıdır. Kenenin üzerine kolonya, alkol, yağ dökmek veya sigara basılması gibi davranışlar kasılmasına ve vücut içeriği ile salgılarını kan emdiği kişiye aktarmasına, bunun da bulaştırma  olasılığını arttırmasına yol açması nedeniyle yapılmamalıdır. Ne kadar erken vücuttan uzaklaştırılır ise bulaşma riskinin de o kadar azalacağı bilinmelidir. Kene çıkartıldıktan sonra o alan antiseptik bir solüsyonla temizlenmeli ve sonrasında hastalık belirtileri açısından uyanık olunmalıdır.

Hayvanlarda belirti göstermeden seyrettiği için kanlarına ve vücut sıvılarına çıplak elle dokunulmamalı, avlanma sırasında yaban hayvanlarıyla temas etmenin de risk taşıyabileceği unutulmamalıdır. Hastalığa yakalanmış kişilerin vücut sıvı ve çıkartıları da bulaşmaya neden olacağı için, hasta ile temas edenlerin gerekli korunma önlemlerini (eldiven, önlük, sıçrama olasılığı varsa gözlük, siperlik ve maske gibi) alması gerektiği bilinmelidir.

Her yerde görülme olasılığı olmasına rağmen geçmiş yıllarda daha çok Gümüşhane, Tokat, Bayburt, Yozgat, Erzincan, Erzurum, Çorum, Sivas, Amasya, Tunceli, Bingöl, Çankırı, Giresun, Kırşehir, Artvin, Kastamonu, Kars, Samsun, Ordu, Muş, Kırklareli ve Bilecik‘ten bildirilen vakalar bulunmaktadır.

Pek çok enfeksiyon hastalığında olduğu gibi korunmanın çok önemli olduğu unutulmamalıdır.

Sağlıcakla kalın…

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap