SON DAKİKA
SON DAKİKA


İğneyi Kendimize
26.10.2021

Merhabalar. Salgının ilk gününden itibaren Corona virüs servisinde hasta takip ediyorum. İlimizdeki ilk vakayı öğrendiğimizden bu yana aylar geçti, tanı kolaylaştı, tedavi ve takip sistemimiz gelişti, gözlem, tecrübe ve çalışmalar doğrultusunda yapılacaklar netleşti.

Sizler açısından da korku ve kaygılar azaldı, salgının bitmesini beklemenin doğru olmayacağı anlaşıldı, salgın devam ederken yaşamın da devam etmesi gerektiğinin farkına varıldı. Fakat ne yazık ki bu farkındalık tedbirlerde gevşeme, korunmada azalma gibi bir takım olumsuzlukları da beraberinde getirdi.

Artık sokaklarda maskesizler maskelilerden daha fazla. Maskeli olanların bir kısmı gerçekten etkili ve doğru kullanırken, bir kısmı da hala ne için kullandığını idrak edememiş. Maskesini indirerek hapşıran mı ararsınız, maskeli iken yanak yanağa öpüşen mi?

Mesafe zaten yok. Hatta mesafeli olmaya çalıştıkça yaklaşan bir kitle var. Konserlerde dip dibe eğlenen mi ararsınız, bir masa etrafında yemek yerken saatlerce sohbet eden mi?

El temizliği yıllardır ihmal edilmişti. Salgın ile değeri anlaşılsa da, o da kısa sürede eski haline döndü. Maske dış yüzeyine temas eden eller her yerde. Önce avuç içleri ile kullanılmış maskesini yüzüne iyice oturtup sonra o elleri ile markette meyve seçenleri mi ararsınız, fırında ekmek kesenleri mi?

Maskeler olması gereken yerden çok başka yerlerde. Sokaklarda, koltuk, masa, sandalye üzerlerinde, cepte, çantada, kolda, çene altında. Bırakılan her yeri hem kirlettiği ve virüs ya da bakteri bulaştırabileceği, hem de uygun olmayan muhafaza ile tekrar kullanıldığında faydadan çok zarar verebileceği çoktan unutulmuş.

Yere atılan maske ile oynayan sokak kedilerini, köpeklerini mi ararsınız, küçücük çocukları mı? Bu güzel varlıklar gibi onlarla temas edenleri de riske atan düşüncesiz ve bencil “insanlar” yüzünden kirlenmedi mi zaten dünya?

Bencillik her dönem ve her yerde olduğu gibi salgında da hat safhada. Pozitif olduğu bilinen hasta ile yakın temas eden ve hasta olma riski yüksek birini karantina yerine markette, toplu taşımada, yolda görüyoruz da, refakatçi kalmak için yakınının yanında göremiyoruz. Uyarıyoruz, anlatıyoruz ama akla uygun olmayan pek çok neden dinliyoruz.

Şikayetleri olan bir kişi nasıl buna karar veriyor bilinmez ama “Covid değilim, alerjik ya da soğuk algınlığı veya nezle oldum” diyerek “canı öyle istediği için” kalabalık bir ortama rahatça giriyor, başkalarını riske atacak bir davranış sergilediğini düşünse de umursamıyor.

Son dönemin favorisi ise yanlışı hep başkalarının yaptığına inanmak. Kapalı bir mekanda, bir masa etrafında maskesiz-mesafesiz bir araya gelenler sokakta maske takmayanları, aşı olmayanları eleştiriyor, maske iç ya da dış yüzeyine dokunup yiyecek ikram eden kişi başkalarının el yıkamadığından dem vuruyor, toplu taşımayı yanlış bulan aracında başkaları ile maskesiz oturuyor.

Yani demem o ki, çuvaldızı başkalarına batırmadan önce iğneyi kendimize batıralım. Konuşmak kolay, uygulamak zor. Önemli olan ve koruyan da söz değil, davranış. 

Sağlıcakla kalın.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap