SON DAKİKA
SON DAKİKA


Her yeni gün bize hediye
6.11.2019

Merhabalar..

 

Dün akşam bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyordu. Çatıya vuran yağmur damlalarının sesi ile pikaptan yükselen Zeki Müren 45’liğinin hafif cızırtılı sesi birbirine karışırken cama vuran yağmur damlarının akışını izledim uzun uzun. Sıcak bir yerde, arka fonda müzikle yağmuru izlemenin tadına doyum olmuyor elbette. Huzuru hissetmek ve mutlu olmak için bundan daha fazlasına gerek var mı?

 

Şimdiki zamanın güzelliğini düşünürken, çocukluğumda yağmurlu ve soğuk kış günlerinde yaşadıklarımızı hatırladım. Elektrik kesildiğinde mum ışığının gölgesinde ellerimizle şekiller yapıp duvara yansıtır, bir birimize ne olduğunu sorardık. Apartman komşuları ile evlerde toplanır, kestaneler, patlamış mısırlar, meyveler yenir, büyükler derin sohbetler-muhabbetler eder, çocuklar bir köşede oynar, gençlerin kahkahaları bazen uyarılmalarına neden olurdu. Televizyon kimsenin aklına gelmezdi bile, ne bu kadar çok kanal, ne de bu kadar dizi vardı zaten. Tüm bunları düşünürken çatıya vuran yağmur damlalarının adeta ninni gibi gelen sesi ile uykuya dalıp sabah güneşli bir güne uyandım.

 

Yağmurun ardından gelen pırıl pırıl gökyüzü ve masmavi deniz ile çoktan başlamıştı yeni gün. Mavi gökyüzü ve masmavi deniz, maviye olan sevdamın sebepleri.. Her ikisi de özgürlük, yalınlık, huzur ve uçsuz bucaksızlık demek benim için. Dün yağmurlu ve kasvetli, bugün güneşli ve açık gün aslında hayatın da kısa bir özeti sanki. Tıpkı geceden sonra gündüz, kıştan sonra baharın gelişi gibi.

 

Yaşadığımız olumsuzluklar kolayca dibe çekiyor bizi, yüreğimizi sızlatıyor, uykumuzu kaçırıyor, duygularımıza yansıyor, düşüncelerimize hükmediyor, davranışlarımızı etkiliyor. Bu süreçlerde çoğu zaman olaylara doğru bakış açısıyla da bakamıyoruz. Halbuki biliyoruz aslında, insanı yaşadıkları değil, düşündükleri hapseder. Tıpkı kıştan sonra yaz, geceden sonra gündüz, yağmurdan sonra açan güneşli gökyüzü gibi her biri gelip geçici. Ne kadar canımızı acıtsa da geçecek..

 

Evet belki zor olacak, önemli izler bırakacak ama geçecek. Bundan önce de böyle olmadı mı hep? Hayat denge üzerine kurulmuş, güneş vaktinden önce doğmuyor, gün vaktinden önce geceye dönmüyor. Zamanı gelince zor süreçler yerini güzelliklere teslim edecek. Biz gökyüzüyüz, sıkıntılar bulut; biz deniziz, sıkıntılar dalga. Bulutlar dağılacak, dalga duracak fakat yine yeni bulutlar, yağmurlar ve dalgalar olacak çünkü hayat zaten bu demek.

 

Başlangıçta her şeyin güllük gülistanlık olmayacağını,

bahçemizde yabani otların da biteceğini, mücadele gerektiğini kabul etmek işimizi kolaylaştıracak aslında.

 

Bu yüzden sonuca değil, sonuca ulaşacak yolda verdiğimiz çabanın tadına varmalı. Mutluluk da bu değil mi zaten? Osho, “Yıldızları görmek için belirli bir karanlığa ihtiyaç vardır” demiş. Yaşadığımız hiçbir zorluğun boşa gitmediğini anlamak, zorluklar içerisinde fırsatlar da olabileceğini bilmek, her şeyden önce tüm bunların geçici olduğunun farkına varmak gerek. Yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunda ya da yanlış yola girdiğimizde köprüden önceki çıkışın ve alternative yolların olacağını unutmamalı.

 

Huzur ve mutluluk içimizde, dışarda aramak yerine içsel gücümüzün farkına varmalı. Her yeni gün, bize verilmiş muhteşem bir hediye. Bu hediyeyi teşekkür ederek kabul etmek ve kıymetini bilerek en güzel şekilde değerlendirmek dileğiyle. Sağlıcakla kalın..

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap