Merhabalar. Bir süredir salgının bitmesini beklemek yerine,
salgında ve salgına rağmen yaşamayı öğrenmekten bahsediyorum çünkü beklemekle
geçenin sadece zaman olduğunu öğrendik.
Son dönemde okula giden, okuldan aldığı virüsü evine taşıyan
çocuklarla enfekte olmuş aile bireylerini ve sınıflara uygulanan karantinalarla
evde vakit geçiren çocukları görmeye başladık. Demek ki okullarda yolunda
gitmeyen bir şeyler var ve bu konuda yeni düzenlemeler gerekiyor.
Örneğin aylardır mesafe diyoruz, maskeli olmanın
yetmeyeceğini anlatıyoruz ama çocuklar yanlarında bir sıra arkadaşı ile
mesafeli olamayacak kadar yakın oturuyor. Maske kullanımı konusunda ne kadar
hassas davranacaklarını bilemediğimiz çocukların mesafesiz bir arada bulunması,
başlı başına risk teşkil ediyor.
Giriş, çıkış ve teneffüsler sırasında oluşan kalabalık
temasın artmasını sağlıyor. Beşer-onar dakika ara ile farklı zamanlarda
giriş-çıkış, her katta birbirinden uzakta bulunan 1-2 sınıfın aynı zamanlarda
teneffüse çıkması, koridorlarda beklenilmemesi için belirli periyotlarda
kontrol sağlanması gibi ilk etapta aklıma gelen fakat uygulanabilirliğini
eğitimcilerin daha iyi bileceği, uygulanabilir değil ise önerileri ile hareket edileceği
birkaç yöntem belirlenmeli.
Zaman zaman öğrencilere sınıfta kaç kişi olduklarını
soruyorum. Kapalı mekanda 40 dakika boyunca 40 çocuğun bulunması ile kontrol
sağlanması ne yazık ki mümkün değil. Sınıf mevcutları azaltılmalı ve buna
yönelik düzenlemeler yapılmalı ki, aslında okulların kapalı olduğu dönem bu
planlamaların yapılması için değerlendirilebilirdi.
Yine büyük çoğunluğun kullandığı okul servisleri de,
mesafesiz bir oturuşla maske kullanma konusunda hassasiyet dereceleri düşük
olan çocuklar için yakın temas oluşmasına neden oluyor. Toplu taşımada, en
azından çocuklar için uygun düzenleme yapılmalı.
Şu anda bir sınıfta tek çocukta pozitiflik saptandığında
karantina uygulanmazken, iki çocukta saptandığında uygulanıyor. Elbette artan
hasta sayısı ile risk artar ama hasta olan tek çocukla temas eden ve hasta olma
potansiyeli taşıyan bir çocuk olsa bile onu, diğer sağlıklı çocuklarla kapalı
ortamda, aynı sınıfta ders süresi boyunca tutmak ne kadar doğru tartışılır.
Özel okullarda tabii ki biraz da daha az öğrenci varlığı ve
daha fazla gelir kaynağı olduğu için, sınıf mevcutlarının azlığından,
temizlikteki hassasiyete kadar tüm bu konularda daha ayrıntılı düzenlemeler
yapılmışken, devlet okulları bu konuda maalesef biraz daha geride. Ne yapılır,
nasıl yapılır bilmiyorum ama mutlaka bir çözümü olmalı ve o çözüm bulunmalı.
Sadece salgın için değil, daha eşit şartlarda eğitim ve öğretim için.
Kronik hastalıkları olan pek çok öğrenci var ve hepsi okula
gitmek zorunda. Bazı aileler okula göndermek istemese ve endişe duysa da,
online eğitim tercihi olmadığı için başka alternatifleri yok. Sınıftaki
derslerin canlı olarak internet aracılığı ile evden katılmak isteyenlere de
sunulması, hem bu çocuklara fayda sağlayacak hem de kalabalık sınıf
mevcutlarını azaltacaktır. Ya da başka bir çözüm bulunması, bu çocuklar için
temas riskini en aza indirecektir.
Bunlar sadece benim dışarıdan gözlemlediklerim.
Eğitimcilerimizin, öğretmenlerimizin, velilerin, çocukların mutlaka daha fazla
tespitleri, güzel ve uygulanabilir önerileri vardır.
Her evlat ailesinin biriciği, göz bebeği, kıymetlisi, canı.
Başarılı olsunlar elbette ama önce sağlıklı olsunlar.
Güzel günler dileğiyle.
Sağlıcakla kalın.