SON DAKİKA
SON DAKİKA


Hekim olmak, hasta olmak ve insan olmak
18.12.2019

Merhabalar,

Birkaç gün önce bir hekim arkadaşımızın iki hasta yakını tarafından darp edildiğini, bileğinde ve parmağında kırıklar oluştuğunu üzülerek okudum. Acil serviste gece 3’te meydana gelen bu olay gibi, belli periyotlarla hekime şiddet olaylarını okuyoruz. Şiddetin hiç bir mantıklı ya da hoş görülebilir bir açıklaması olamaz. Kime ve neye karşı olursa olsun kabul edilebilir bir tarafı da. Hekime şiddet çok ayıp ve üzücü ama mesleğin ötesinde insana şiddet yürek sızlatıcı.

 

Tıp fakültesi yazma kararı verirken ne kadar çok çalışmam gerektiğini biliyordum ama uykusuz geçecek gecelerimden, sabahlara kadar ders çalışıp gireceğim yazılı ve sözlü sınavlardan, sinemaya gidelim dediklerinde “komiteye az kaldı, ders çalışmam lazım” diyeceğimden, kütüphanelerde bu kadar vakit geçireceğimden, özel günlerde bile kitaplarımı yanımdan ayırmayacağımdan haberdar değildim. İlk anatomi dersinin heyecanını, ellerimizde dolaşan insan kemiklerini, kadavra ile ilk karşılaşmamı ve hatta kokusunu (içinde bekletildiği formaldehit nedeni ile), ilk girdiğim ameliyatı ve yaşadığım heyecanı, ilk hasta muayene edişimi, ilk dikiş atışımı, ilk nöbet tutuşumu, ilk acil hasta karşılayışımı, ilk kez yanımda hasta exitus olduğunda (vefat ettiğinde) hissettiklerimi, ilk kez yardım için bir hastanın elimi tutup gözümün içine bakışını yıllar geçse de unutamam ve duygularımı da binlerce cümle kursam anlatamam.Çocuk sayılabilecek yaşta verdiğim tıp okuma kararının, aslında tüm hayatım için verdiğim çok önemli bir karar olduğunu o yaşlarda çoğumuz gibi bende anlayamamıştım bile. Okulda geçirdiğim yıllarla birlikte, aldığım sorumluluğun her geçen gün arttığını ve hata kabul etmeyecek bir iş yaptığımız için titiz davranmamız gerektiğini öğrenmiştim, diğer tüm arkadaşlarım gibi..

 

Fakülteyi bitirip hekim olduktan sonra da bitmemişti ki her şey, önümüzde “tıpta uzmanlık sınavı” vardı. Bundan sonrası daha bilinçli tercih yapma zamanıydı, kimimiz bu sınava girmeyi, kimimiz girmemeyi tercih etti, kimimiz asistan ve sonrasında uzman oldu, kimimiz pratisyen hekim olarak devam etti, kimimiz aile hekimliğini, kimimiz acil hekimliğini, kimimiz koruyucu hekimliği, kimimiz idari görevleri tercih etti, bazılarımız da tamamen farklı sektörlerde çalıştı. Nerde olursak olalım, nerde çalışırsak çalışalım hepimiz bu meşakkatli yollardan geçtik. Eğitim sürecimizden sonra çalışma hayatımız boyunca tuttuğumuz nöbet ve icaplarımızda gece boyunca çalan telefonlarla uykusuz kalsak da, sonrasında çalışmaya devam ettik. Sizlere poliklinik hizmeti verdiğimiz ve bizi yorgun gördüğünüz bir gün, bir gece önce icapçı olup hiç uyumadan ertesi gün hasta bakmaya devam ettiğimiz günlerden biri olabilir. İcapta (evde olup gerektiğinde hastaneye gittiğimiz durumlarda) uykunun en tatlı yerinde çalan telefonla sıcak yatağımdan kalkıp hasta bakmaya giderken ne zaman zorlansam, kendime “hasta olmak da vardı, bir hastaya yardımcı olmak, derdine derman olmak için gittiğini unutma” derim. Sizler bizim için kıymetlisiniz. Bizlerinde sizler gibi moralimizin bozuk, canımızın sıkkın, bizim ya da sevdiklerimizin sağlık problemlerinin olduğu zamanların bulunabileceğini hatırlatmış olalım. Etrafında tıp öğrencisi olanlar yaşadıklarımızın çoğuna şahit olmuşlardır. Bizlerde birilerinin evladı, kardeşi, eşi, anne-babası, sevdiğiyiz. Her canımız acıdığında sevenlerimizinde canı acıyor.

 

Geçen hafta hekimliğin zaman, mekân kavramından bağımsız çalışmayı gerektirdiğini ve insanlara yardımcı olmanın verdiği mutluğu anlatmışken bu hafta tekrar bunları yazmak istemezdim aslında. Ama okuduğum haber doktor beyin canını acıttığı kadar beni de acıttı ve incitti. Şiddetin hayvana, çocuğa, kadına, erkeğe yani hiç bir canlıya yakışmadığı çok açık. İnsani bir yaklaşım olmadığı da öyle. Şiddet uygulayanları kınadığımı, bu davranışın doktor beye karşı değil, şiddet uygulayanın kendi kişilik özelliklerine ait ilkel bir yaklaşım olduğunu düşündüğümü ifade ederek, bir daha sağlık sektöründe şiddet içeren haberleri okumayacak olmayı diliyorum.

Sağlıcakla kalın..

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap