SON DAKİKA
SON DAKİKA


Eski normalleri unutun!
15.05.2020

Ülkemizdeki Covid-19 salgınında iki ayı geride bıraktık. Corona virüs ailesi daha önceden bildiğimiz bir virüs grubu olsa da, yeni tanımlanan tipiyle oluşan hastalığı önce bizler diğer ülkelerdeki seyri ve bilimsel verilerle anlamaya, daha sonra da anlatmaya çalıştık. Virüs bulaşmasını engellemek için hep birlikte uyguladığımız önlemlerle, bugün vaka sayısının belirgin azaldığı noktaya geldik. Zaman zaman günlük bildirilen vaka sayılarında ufak oynamalar olsa da azalma olduğu aşikar. Artık normalleşme sürecini ve buna bağlı değişiklikleri konuşur olduk.

İlk olarak bu normalleşme sürecinin, salgın öncesindeki eski normallerimizden farklı olduğunu kabul etmemiz gerek. Yani eski normallerinizi şimdilik unutun! Toplum bağışıklığımızın isteğimiz düzeyde olmadığı ve henüz azalma olsa da yeni vakaların bulunduğu bu zamanda, salgın öncesindeki normal hale dönmemiz şu an için mümkün görünmüyor. Bundan sonraki süreç aslında, tüm korunma önlemlerimizin devam ettiği ve bu önlemlerle yaşamaya alışma sürecimiz olarak düşünülebilir. Normalleşme için atılan her adım, virüs bulaşma riskinin devam ettiği fakat bu risk altında önlem alarak yaşamamız demek. Yani yine mümkünse evde kalmaya devam etmek,  mümkün değilse de gereğini yaparak, kurallara ve önlemlere uyarak hareket etmek zorundayız.

Geldiğimiz bu noktada, 65 yaş üstü ve 20 yaş altının sokağa çıkma yasağı ile evde tutulmasının ve kalabalık oluşturacak toplu aktivitelerin kısıtlanmasının katkısı çok büyük.

Oluşturduğumuz yeni normallerle yavaş yavaş azalan fakat devam eden virüs bulaşma riski altında yaşamayı öğrenme becerimiz, bir nevi bu sürecin ne kadar devam edeceğinin göstergesi olacak. Eğer bizler bu önlemlerle yaşamayı öğrenir ve tedbiri elden bırakmamaya devam edersek, bir süre sonra ortada bulaşacak virüs kalmayacak. Fakat önlemler konusunda gevşek davranır ve rehavete kapılırsak, bulaşma zincirini kıramadığımız için yeni vakalar ortaya çıkacak ve bu süre uzayacak.

Bizler yine zorunlu olmadıkça dışarıya çıkmamaya, maske takmaya, sosyal mesafeyi korumaya ve ellerimizi sık yıkamaya dikkat etmek durumundayız. Maske kullanırken dahi sosyal mesafeyi korumaya özen göstermemiz gerektiğini, kullanılan maskelerin dış yüzeyine dokunmanın ellerimize virüs bulaşmasına sebep olabileceğini de unutmamalıyız.

Alışveriş merkezlerinin açılmasıyla kapılarda oluşan kuyrukları gördük, izledik. Zaruri ihtiyaçlar dışında gitmemeli, özellikle kalabalık oluşabilecek bu alanlarda ekstra özenli olmak gerektiğini bilmeli, aynı özeni güzellik salonları, berber ve kuaförler için de göstermeliyiz. Asansör düğmeleri, kapı kolları, musluk açma başlıkları, tuvaletler ve otomatik para çekme makineleri gibi birden fazla kişinin elleriyle temas edebilecekleri her alanın risk taşıdığını da hatırda tutmalıyız.

Kapalı alanlarda daha dikkatli davranırken, açık alanlarda maske kullanımı konusunda biraz daha rahat olduğumuzu görüyoruz. Açık alanda insan yoğunluğu ve hareketi mevcutsa, hava akımı ve rüzgar, damlacıkların taşınmasına neden olabileceğinden, sosyal mesafenin korunmadığı durumda kapalı alandaki riskin açık alanda da devam ettiğini unutmamalıyız.

Yeni normal şartlarımıza uyum, bundan sonraki süreci belirleyeceğinden biraz daha sabır, biraz daha dikkat ve biraz daha önlemlere uyum konusunda hassasiyetli olalım diyorum.

Sağlıcakla kalın.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap