SON DAKİKA
SON DAKİKA


Dost acı söyler
28.11.2020

Merhabalar,



Salgının en yoğun olduğu ve vaka sayılarının belirgin arttığı bu son dönemdeki bir nöbetin sabahında yazdığım bu cümlelerin yerine, çok daha güzel, çok daha iç açıcı konulardan bahsetmek isterdim elbette ama atalarımız boşuna ‘Dost acı söyler’ dememişler.  Sağlık personeli olarak bizler yaklaşık 8.5 aydır salgınla mücadele ediyoruz. Bu vakte kadar hiçbir zaman, bu dönemdeki gibi fazla hasta ile karşılaşmadık. Hasta sayısının artmasıyla birlikte akciğeri etkilenmiş kişi sayısında da belirgin artış görüyoruz. Biliyoruz ki hastalık akciğeri yaygın olarak etkilediğinde, hastaların bir kısmında yoğun bakım ihtiyacı doğacak ve takip ettiğimiz hastalarda doğuyor da. Şu an için yoğun bakım ihtiyacı karşılanıyor olsa da, artan hasta sayısı ile birlikte yatak sayısı ihtiyaca yetmeyecek. Sonuçta hastanelerin yatak kapasiteleri belli ve artış da bir yere kadar sağlanabilir. Sadece yatak değil, sağlık personeli sayısı da belli ve artan hasta sayısı ile birlikte personel sayısı ne yazık ki artmıyor, hatta hasta olan personel nedeniyle azalıyor. Bu, salgınla uzun zamandır mücadele eden ve artık yorulan sağlık personelinin iş yükünün de bu dönemde artması demek. Buna rağmen faydalı olabilmek adına hepimiz elimizden geldiğince, uykusuz, yorgun ama canla başla çalışıyoruz. Sağlıklı olduğumuz müddetçe çalışırız da. Fakat bundan sonrası için yapabileceklerimiz, biraz önce bahsettiğim nedenler sebebiyle, sizlerin önlemleriyle şekillenecek.

Her birey kendini hastalığı bulaştırabilecek odak olarak görür ve ona göre davranır, yüz yüze olan sosyal ilişkilerini askıya alır, zorunlu olmadıkça dışarıya çıkmaz, maskesini uygun şekilde kullanır, mesafeye dikkat eder, el hijyenini önemser ise ancak üstesinden gelinebilir.

Aylardır bu çağrılarımıza rağmen hala maskesini konuşurken indiren, ulu orta yerlere bırakan, herkesin kullandığı ortak alanlarda (asansör, apartman boşlukları gibi) kimse yokken bile maskesiz bulunan, karşılıklı yemek yiyen, kalabalık ve kapalı ortamlarda dip dibe oturan, evlerde muhabbet için bir araya gelen, açık alanlarda da olsa karşılıklı sigara içen ve dumanını birbirinin yüzüne üfleyen, şikayeti yok diye kendisinde virüs olmadığını düşünenler bulundukça daha çok hastamız, daha çok yoğun bakım ihtiyacımız, daha çok ölümlerimiz ne yazık ki olur. Buna sadece bireysel olarak da bakmamak gerek. Bu sorumsuz davranışlar, kendini korumaya çalışan ama etrafında sorumluluk sahibi olamamış birisi bulunduğunu bilmeyen bir insanın ölümüne de neden olabilir.

Artık herkes kendini korumak zorunda çünkü başkasına laf anlatmak gerçekten çok zor. Bu da ne yazık ki evinizden çıkmak zorunda kalıyorsanız bir yere kadar mümkün. Yakın zamanda gördüğümüz nerdeyse tüm bulaşlar aile içi. Yani ev içinden dışarıya adım atmasanız da, evinizde dışarı ile temas eden tek bir kişi bile virüsü size taşıyabilir. Bu sebeple artık aile içinde korunma da gündemde tutulmalı, gerekirse dışarıda uygulanan önlemler aile içinde de uygulanmalı. Çünkü hastalık kimde şifa ile sonuçlanacak, kimde ölüme neden olacak bilmiyoruz. Korunmaktan başka çaremiz yok. Geçirelim de, ne olacaksa olsun deme şansımız da yok çünkü kalıcı bağışıklık bırakmıyor, tekrar geçirme ihtimali ile her defasında aynı riskler devam ediyor.Amacım korkutmak değil, ciddiyetin farkına varılmasını, alınan tedbirlere uyum ve bireysel önlemlerin şimdi çok daha önemli olduğunu vurgulamak. Dost acı söyler ama sizi, bizi, hepimizi düşündüğü için.
Sağlıcakla kalın.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap