Bir adam, güneşli bir yaz sabahında okyanus kenarına gelmiş,
denizin o güzel kokusu, dalgaların sesi ve sabah ferahlığı ile yürüyüşe
başlamış. Hayat ne kadar güzel ve her şey ne kadar da yolunda diye geçirmiş
içinden. Kumsalda ilerlerken ve tüm dikkati ile o anda iken, okyanus kenarında
dolaşan küçük bir çocuğu son anda fark etmiş. Çocuk kumsaldan bir şeyler
toplayıp okyanusa götürüyormuş. Dikkatli baktığında topladıklarının
denizyıldızı olduğunu anlamış. Kumsal boyu kıyıya vuran denizyıldızlarını o ana
kadar nasıl görmediğini düşünmüş ve yürümeye devam etmiş. Çocuğa yaklaşarak
“Neden bunları okyanusa geri atıyorsun?” diye sormuş. Çocuk “Birazdan güneş
yükselecek, sular biraz daha çekilecek ve kıyıya vuran bu denizyıldızları susuz
kalıp ölecek” demiş. Adam yüzünde hem şaşkınlık, hem de alaycı bir gülümseme
ile “Burada binlerce denizyıldızı var, hepsini kurtarabileceğini düşünmüyorsun
herhalde. Bir kaçını okyanusa atsan ne fark eder ki?” derken yürümeye devam
etmiş. Küçük çocuk tam o sırada bir denizyıldızını daha eline alıp okyanus suyu
ile buluştururken adama dönüp “Bak, burada kalsa birazdan ölecek olan bu
denizyıldızı için çok şey fark etti” demiş.
Yaşamı belirleyen farkındalıklarımız, değerlendirmelerimiz,
sahip olduğumuz duygular, düşüncelerimiz, davranışlarımız yani tümüyle oluşan
bakış açımız. Adam “Hayat ne kadar güzel ve her şey ne kadar da yolunda” diye
düşünürken üzerine basarak geçtiği denizyıldızlarından bihaber. Çocuk için ise
hayat adam kadar güzel değil belki de, çünkü onun bakış açısıyla ölmek üzere
olan ve kurtarılmayı bekleyen binlerce denizyıldızı var.
Olayın bütünü içinde yapılan davranış denizde kum gibi dursa
da bu, kurtarılan bir yaşam olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Okyanus kenarında
yürüyen adam gibi olanı bütünüyle değerlendirip ümitsizliğe kapılarak eylemden
vazgeçmek yerine, çocuk gibi küçücük dahi olsa elinden geleni yapmanın sonucu
ortada.
Hayat bazen, ufak gibi gözüken ama etkisi büyük
dokunuşlardan ibaret. Söylenen bir söz, küçük bir davranış, duyulan bir cümle,
görülen bir eylem ile açılan nice ufuklar, nice farkındalıklar, belki de
denizyıldızı gibi kurtarılan hayatlar var.
Günlük yaşam koşturmacası içinde küçük bir temasla hayata
tutunacak kim bilir kaç denizyıldızının üzerine basarak ilerliyoruz ya da bu
kadar büyük bir sorunun içinde benim yapacağım ufacık bir yardımın ne katkısı
olacak ki deyip yapabileceklerimizden vazgeçiyoruz. Halbuki ne hep adam, ne de
hep çocuk gibi yaşıyoruz hayatı. Yaşamda bazen adam, bazen küçük bir çocuk ve
hatta bazen de denizyıldızı olmak var.
Sağlıcakla kalın.