SON DAKİKA
SON DAKİKA


Deniz gözlerin anısına
20.11.2019

Merhabalar

Herkesin ayrı bir hikayesi var şu hayatta. Anlatacaklarım da 2009 yılında başlayan bir hikaye, çok sevdiğim halacığımın mücadele hikayesi. Aslında güçlü duruşun, pes etmemenin de hikayesi, aynı hastalıktan muzdarip diğer tüm güçlü ve mücadeleci insanlar gibi..

 

Yaklaşık 10 yıl önce tatil için Balıkesir’den Trabzon’a gelince, azda olsa şikayetleri olduğundan muayene olmak istemiş, muayene ve tetkikler sonucunda yolunda gitmeyen bir şeyler olduğu fark edilince de endometrium (rahim içi) biyopsisi alınmıştı. Biyopsi sonucunu aldığım akşam hep birlikte bir akşam yemeğinde buluşmuş fakat o güzel geceyi bozmamak için sonucu ertesi gün söylemeyi planlamıştım. O akşam kimseye söylemediğim bu yükle zor geçti fakat sabah söylerken hissetiklerim daha zordu. Sonuç gayet sakin ve olgunlukla karşılandı, yapılacaklar plandı. İyi bir merkezde ameliyat edildi, ardından radyoterapi aldı. Takibinde sorun yokken tam 1 yıl sonra beklenmedik metastazlarla (yayılımlar) karşılaştık, sonrasında bunu da kabullendik ve kemoterapilerle tedavi başladı. Kemoterapiler, kemoterapi komplikasyonları, metastazların basısına bağlı 2.ameliyat, ameliyat sonrasında pulmoner emboli (akciğere pıhtı atması) gibi zorlu yollardan geçtik. Her ne kadar bazen halama eşlik ettiğimden “zorlu yollardan geçtik” desem de her şeyi yaşayan kendisiydi, ben sadece yanında olarak destektim ve benim hissettiklerim onun hissettikleriyle karşılaştırılamazdı bile. Tam tedaviye yanıt aldık derken tekrar eden metastazlar nedeniyle hastaneye yatışlar, kemoterapiler, kan transfüzyonları ile yaklaşık 10 yıl geçirdi. Hastalıkla mücadele ile geçen yıllarda hiç ümitsizliğe kapılmadı, hiç kötüyüm demedi. En kötü olduğu zamanlarda bile “Nasılsın?” diye sorduğumda hep “iyiyim, iyiceyim” dedi.

 

Hastalıkla birlikte yaşadığı onca sıkıntı ve zorluk güzel yüreği ve inancı sayesinde ona kötü olduğunu söyletemedi. İsmi gibi “Deniz” gözleri üzüldüğünde buğulansa, dudakları titrese de “Ne yapalım, bu da geçecek” deyip yüzünde o güzel tebessümüne bırakırdı yerini. Uzak olduğumuz zamanlar için “bir telefon kadar yakın olma” durumundaydık hep. Geçen yıl “kan değerlerim bozulduğu için hastaneye yatıyorum” diyerek aradığında, yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu bildiğimden zor günlerin yaklaştığını anlamıştım, o da belki de anladığından çok sorgulamamıştı. Genel durumu bozulunca 9 Kasım’da annemle Trabzon’dan yola çıkıp Balıkesir Şehir Hastanesi’ne ulaştığımızda karmakarışık duygular içindeydik. Odaya “sürpriz” diye gülerek girerken göz yaşlarımızı içimize akıttık. Tedavi süresince enfekte olma ihtimali sebebiyle sarılıp öpmeyi kaldırmıştık ama ayrılırken bunun “son veda” olduğunu bildiğimizden doyasıya sarıldık birbirimize, üstelik yine gülerek. Odadan çıktıktan sonra göz yaşlarımız artık dolmuş yüreğimize sığmadı, 11 Kasım onu son gördüğüm gün olarak kaldı. Vedanın ardından 18 Kasım 2018’de “bitti” bu dünyadaki mücadelesi. O güne ait fotoğraflara şimdi hem hüzün hem de tebessümle bakıyorum.

 

Biz çok güzel vakitler geçirdik birlikte, güldük, eğlendik, gezdik, dertleştik. Buna rağmen şimdi olsa da şunları da yapsak diyorum. Sevdiklerimiz yanımızda iken kıymetlerini bilelim ve hayat bizi ayırmadan biz sevdiklerimize vakit ayıralım. Bu yazıyı okuyan kadınlara da, eğer kadın hastalıkları açısından tarama amaçlı muayene olmadıysanız mutlaka gerekliliğini hatırlatmış olalım.

 

Son olarak, “mekânın cennet olsun canım halam” diyorum. İyi ki vardın, iyi ki halamdın, iyi ki bu dünyadan senin gibi güzel bir yürek geçti.. Sağlıcakla kalın...

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap