Merhabalar,
Dünya tarihinde yerini alacak bir salgına hepimiz
tanıklık ettik. Kısmet olursa hayatımızın salgın öncesi haline döndüğü
vakitlerde bugünleri anarken, her birimiz farklı duygularımızdan bahsedeceğiz.
Korunmak için tedbirlere devam ederken dört gözle aşı
üretilmesini bekledik, devam eden çalışmalar neticesinde olumlu sonuçlarla
sevindik ve üretilen ilk aşılar nihayet elimize ulaştı.
Aşılar geldi fakat beraberinde pek çok soru işareti ile
birlikte. Bilimsel verilerle konuşmak yerine kulaktan dolma verilerle bildiğini
zanneden de konuştu, bilen de, hiç bilmeyen de. Çok sorulduğu için bu konuda
bir kaç noktaya değinmek istedim.
İl genelinde pandemi hastanesi olarak belirlenmiş 2
kampüslü bir hastanede her gün Covid pozitif hasta değerlendirerek yaklaşık 10
ay geçirdim. Bu vakte kadar kişisel koruyucu ekipmanlarımı uygun şekilde
kullandım, aynı ortamda bulunduğum mesai arkadaşlarımdan Covidle enfekte
olanlar da olmasına rağmen hem onların, hem de benim hassasiyetim nedeniyle
bulaşma olmadı, hastalanmadım. Bu süre içinde pek çok hastamızın solunum
sıkıntısına, yoğun bakım ünitesine alınışına, ölümüne ve tüm bunlardan öte de
yaşadığı korku, endişe, kaygısına şahit oldum. Hasta olmadım belki ama
sıkıntılı her hasta ile o sıkıntıyı hissettim, vefatlar ile üzüldüm, vaka
sayıları arttıkça nöbette olmadığım günlerde dahi uyuyamadım, korunmaya
hassasiyet göstermeyenlerin başkalarına zarar verme ihtimali nedeniyle sürekli
bilgi paylaştım, dikkatsiz davrananlar karşısında sabrımı korumaya çalıştım.
Elimizin altından kayıp giden canları gördükçe ve bu sürecin tarihteki diğer
salgınlar gibi bir süre daha devam edeceğini düşündüğüm için de aşı olmaya
karar verdim ve yaptırdım.
Aşı beni ne kadar korur, koruyucu antikor oluşur mu,
korunma ne zaman başlar, etkisi ne kadar sürer, yan etkileri olur mu gibi
uzayıp giden pek çok soruya da şu anki ara veriler ışığında cevaplar buldum.
Gönül isterdi ki elimizde tüm çalışmaları bitmiş, uzun yıllar takip edilmiş
yani tüm faz çalışmaları tamamlanmış bir aşı olsun ama ne yazık ki o kadar
vaktimiz olamadı.
Şu anda ülkemizde uygulanmakta olan aşı, Eylül 2020 tarihinden itibaren 24 farklı
merkezde gönüllü insanlara, koruyuculuğunu
ve yan etki takibini görebilmek için ülkemizde hiç de azımsanmayacak
oranda uygulandı. Bu vakte kadarki ara veriler uygulamayı engelleyecek bir
sorun olmadığını ve koruyucu antikor oluştuğunu gösterdi ama etki süresinin
gözlenmesi anlamında elbetteki biraz daha zamana ihtiyacımız var. Başka
hastalıklar için üretilmiş ve yıllardır kullandığımız inaktif aşılarda ciddi
bir yan etki görülmemiş olması da, inaktif Covid19 aşısı anlamında önemli
kaynak oldu.
Koruyuculuk kişiden kişiye değişebilecek bir şey elbette
ama oluşabilme ihtimali bile korunmak için aşı olmaya değer diye
düşünenlerdenim. Salgında hayatını kaybedenlere zamanı geri alıp bu aşı ile
korunma ihtimaliniz var, aşı olur musunuz denseydi ne derlerdi sizce?
Aşılanmanın bireysel bir tercih olduğunu, koruyucu
tedbirleri bırakmak anlamına gelmediğini, koruyuculuk oluşması için ikinci doz
ve zaman gerektiğini, şu an için maske-mesafe-hijyene dikkat etmeye devam
edeceğimizi tekrar hatırlatmak isterim.
Koruyucu antikorlarımız bol olduğu, Covid hastalarımızın
olmadığı, güzel günlerin yakın olduğu zamanlara ulaşmak dileğiyle.
Sağlıcakla kalın.