SON DAKİKA
SON DAKİKA


Bir nefes
16.01.2021

Merhabalar. Birkaç gün önce dahiliye uzmanı arkadaşımla Covid servisinde hasta viziti yaparken, sıradaki odada bulunan 50’li yaşlarda bir hastamızın önce oda dışında sonuçlarını ve takibini değerlendirdik, yapacaklarımızı planladık ve sonra odasına geçtik. Geldiğinde konuşamayacak kadar nefes darlığı olan hastamız üç gün içinde rahatlasa da halen oksijen ihtiyacı devam ediyordu. Covid19’a bağlı yaygın akciğer tutulumu olduğu için tüm bunlar beklediğimiz ve sık gördüğümüz klinik tablolar olsa da, hastanın ilk kez yaşadığı bir durumdu ve haklı olarak kaygılıydı. Sürecin beklediğimiz gibi olduğunu anlattığımız bilgilendirme sonrasında nasıl hissettiğini sorduğumuzda, ilk günlere göre çok daha iyi olduğunu, geldiğinde sorularımıza cevap veremeyecek kadar nefes darlığı bulunduğunu, şu anda sadece yatak içerisinde oturmaya çalıştığında yani hareket ettiğinde solunum güçlüğü çektiğini, yan pozisyonda daha rahat olduğunu ifade etti. Rahat olduğu pozisyonda yatması gerektiğini, bizim açımızdan da kan oksijen değerinin geldiğine göre çok daha iyi olduğunu ancak ihtiyaç nedeniyle maske ile oksijen almaya bir süre daha devam etmemiz gerektiğini anlattığımız sırada, yüzünde maskesi olduğundan boğuk bir sesle, ellerini her iki yana açarak “Bir nefes bile o kadar kıymetli ki, aldığım her nefes için çok şükür” dedi. O kadar içten ve duygulu bir ifadeydi ki bu. Bakışları ve beden dili o an içinde bulunduğu hale bile razı olduğunu gösteriyordu. Aslında hala tam anlamıyla rahatlamamış ve solunum güçlüğü çekiyor olmasına rağmen bugünkü haline şükrediyordu. Çünkü nefes alamamanın ne demek olduğunu iyi biliyordu.

Servisteki tüm hastaları değerlendirdikten sonra içinde bunaldığımız, terlediğimiz, yüzümüzü-gözümüzü acıtan, başımızı ağırtan ve bir an önce kurtulmak istediğimiz kişisel koruyucu ekipmanlarımızdan tulum, gözlük ve siperliği çıkarmak için aceleyle kirli alana doğru giderken hastanın söyledikleri de kulağımda yankılanıyordu.

Hızlı adımlarla üzerimi değiştirmek için ilerlerken bile kim bilir kaç kez nefes alıp vermiştim, her birimiz gibi farkında bile olmadan. O an benim için sıradan olan ve bir düzen içinde devam eden işleyiş, bir başkası için ne kadar anlamlı ve önemliydi. Bir nefesin kıymetini rahat nefes alabilen değil, nefes alamayan biliyor ve şükrediyordu. Bazen tek bir cümle bile içinde onlarca cümle barındırabilir, hep bildiğimiz ama zaman zaman unuttuğumuz pek çok şeyi hatırlatabilirdi, hastanın bu cümlesi gibi.

Nefes alıp vermemiz gibi görmemiz, duymamız, koku hissetmemiz, tat almamız, yürümemiz, konuşmamız ve aklımıza bile gelmeyen pek çok şeyin her biri ayrı ayrı şükür sebebiyken, varlıklarına alışmış olmamız farkında bile olmamamıza neden olmuyor muydu sizce de çoğu zaman?

Bir nefes gibi hayatın her alanında sahip olduğumuz her şeyi sanki hep elimizde ve bizimle birlikte olacak gibi hissediyoruz ve kıymetini anlayamıyoruz, ta ki varlığını kaybetmekle yüz yüze gelinceye kadar.

Hayatın ve varlığımızın kıymetini bildiğimiz, aldığımız ve verdiğimiz her nefese sağlıklı iken şükredebilmeyi unutmadığımız günlerimizin çoğalması dileğiyle.

Sağlıcakla kalın.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap