Merhabalar.

Salgın sürecinde bir bayram daha geçirdik. Kısıtlamaların olmaması ve bu ay ile başlayan normalleşme, bayrama farklı bir anlam kattı fakat hepimiz bir ayrıntıyı gözden kaçırdık. Ne yazık ki salgın bitmedi ve çoğumuz bitmiş gibi davrandık.

Belki bıkkınlık, belki yorgunluk, belki yaz olması nedeniyle maskenin verdiği rahatsızlıkla maske kullanımı azaldı. Mesafe zaten toplumsal yapımıza uygun olmadığından ve fiziksel teması samimiyet olarak algıladığımızdan, uyum açısından salgının başından beri korunmanın en zorlandığımız tarafıydı. Belki de  “Yok sayma” savunma mekanizması ile hastalık varlığını yok sayarak ruhsal olarak iyi hissetmek istedik. Veya aşılanmış olmamız bizi biraz daha rahat davranmaya itti, aşılı olmamıza güvendik.

Fakat şu an için bunların hiç biri, bu rahatlığa erişmemizi sağlayacak nedenler değil maalesef. Hastalığı yok saysak da bir gerçek var, hala yeni hastalar, yoğun bakım ihtiyacı olanlar ve vefatlar var. Aşılananlar aşılarına güvense de hiç bir aşı %100 koruyuculuğu sahip değil ve henüz aşı olmayan erişkinler ile çocuklar var.

Bizler bunları hatırlatmaktan, sizler de duymaktan bıktınız muhtemelen ama bayram boyunca gördüklerim tekrar tekrar hatırlatma ihtiyacı hissettirdi. Çünkü yatırdığımız hastaların yaşadıklarını, rahat tek bir nefesin bile ne kadar kıymetli olduğunu anlattıklarını, en iyi olanın bile bir süre yalnız kalmanın zorluğunu sürekli ifade ettiğini biliyorum.

Her yerde en çok konuşulan ortak konulardan olmasına rağmen korunma konusunda aynı hassasiyetin gösterilmediğini gördüğüm bayram süresinceki gözlemlerimin en iyi yanı, aşılanmaya uyumun gittikçe arttığını görmek oldu. Evet, aşılanmadım diyenler artık çok daha az ama bu, yine de yeterli değil.

Salgın hastalıklardan korunmanın tek yolu bulaşı azaltabilecek önlemler almak ve üretilmiş etkili bir aşı ile aşılanmak. Bulaşmayı azaltmak için artık bireysel önlemlerimizle devam etmek zorundayız. Önlemler ve aşılanma bireysel olsa da, salgın hastalıklarda tüm etkiler toplumsal. Yani korunan da, aşı olan da hem kendini, hem de toplumdaki diğer bireyleri koruyor, tıpkı korunmayan ve aşı olmayanların diğer bireyleri hastalık açısından riskli duruma düşürmesi gibi. Yani tüm etkiler bizim dışımızda da devam ediyor, tüm toplumu kapsıyor. Dilerim bu bayramdaki maskesiz yakın temasın bedelini ağır ödemeyiz, başka kurbanlar vermeyiz. Çünkü salgın toplumsal bir etkileşim olduğu için maalesef kurunun yanında yaşın da yandığı bir süreç.

Temasla geçen bu zaman dilimi sonrasında yakın iletişimden kaçınmak da korunmak için bir yol olabilir, elbetteki maske+mesafe+hijyen üçlüsüne uyum sağlayarak.

Güzel günler dileğiyle. Sağlıcakla kalın.