SON DAKİKA
SON DAKİKA


Ateş düştüğü yeri yakıyor!
16.10.2020

Merhabalar,

Aylardır dünya gündeminde aralıksız yer alan tek bir konu var, Covid-19. Bunca zaman sonra hala hastane asansörüne maskesiz binen, poliklinikte “Hocam, Covid gerçekten var mı?” diye soran, vizit sırasında “Maskenizi takar mısınız lütfen?” dediğim için tepki gösterenler olduğunu görünce, eğitim ve öğretime açık olmanın da bir meziyet olduğunu düşündüm. Asansöre maskesiz binenin, “Maske için de iyi şeyler söylenmiyor” gibi özrü kabahatinden büyük açıklaması, Covid’in gerçekliğini sorgulayanın dünyadan bihaber hali, vizitte maske takmayı reddedenin bencilliğini fark edince bir an, bu kadar süre devam eden Covid mücadelesinde boşa kürek çektiğimiz hissine kapıldım.

Aylardır ‘Maskeyi dikkatli ve uygun şekilde kullanalım, mesafeli olmaya özen gösterelim, toplu temas edilen yerlerde hassas davranalım ve ellerimizi sık yıkayalım’ derken tek amacımız var, o da sizleri, sizlerle temas edenleri, bizleri yani hepimizi korumak.

Hasta olduktan sonra hastalığın seyrini ön görme ve tahmin etme şansımız olmadığı için, korunmanın önemini her fırsatta dile getiriyoruz. Çünkü rahat nefes almanın ne kadar kıymetli olduğunu biliyoruz, solunum sıkıntısı çeken hastaları görüyoruz.

Bu hastaların etkilenmiş akciğer grafisi ya da tomografi görüntülerine bakınca, akciğeri etkilenmemiş olanların ne kadar şanslı olduğunu düşünüyor, nefes alamamaktan şikayetçi olmak yerine halsizlikten şikayetçi olmanın bile şükür sebebi sayılması gerektiğini bazen hatırlatıyoruz.

Kimsenin hasta olmasını, nefes almakta güçlük çekmesini, solunum güçlüğü olmasa da yalnız ve zor geçen karantina sürecinin travmatik etkisine maruz kalmasını istemiyoruz.

Günlük değerlendirmelerimiz sırasında olumsuz bir gelişme olduğunda ya da yoğun bakım ihtiyacınız doğduğunda, bunu izah ederken oluşan endişeli bakışlara üzülüyoruz.

Aynı aileden birkaç kişi hastalık nedeniyle yatarken, yoğun bakımda takip ettiğimiz ve her gün vizit sırasında sorulan yakınlarının artık hayatta olmadığını, Covid mücadelesini kaybettiğini söylemekte zorlanıyoruz.

Servisteki takibimiz sırasında, destek tedavisine rağmen yanıt alamadığımız ve saatler içinde genel durumu bozulan hastalarımızın yakınlarına bunu ifade ederken ki durumun bizleri de üzdüğünü, hastalığın ilerleyişini durduramayabileceğimizi ve hastanın tedaviye verdiği yanıtın istediğimiz gibi olmadığını anlatırken hissettiklerinizi ve hissettiklerimizi de sadece bizler biliyoruz.

Ne yazık ki hala, konuşmaya başladığında maskesini çenesinin altına indirenleri görüyoruz. Konuşmanın da, gülme, öksürme ve bağırma gibi fazla sayıda virüsün yayılımına neden olabilecek bir eylem olduğunu aylardır anlatıyoruz. Belki refleks, belki cehalet, belki de düşüncesiz bir hareket fakat artık en basit korunma şeklinde bile hatalar olduğunu görünce konunun yeterince anlaşılamamış olduğunu fark ediyoruz.

Nasıl başladığı ve nasıl yayıldığı konusunda herkesin farklı fikirleri olabileceği kabul edilebilirken, korunma konusunda uygulanacak olanlar açık, net ve bilimsel veriler olup, 7 aydır bu mücadelenin cephe kısmında bulunanlar olarak tartışılacak bir tarafını göremiyoruz.

Şunu iyi biliyoruz; hasta olunca herkes çektiği sıkıntıyı biliyor, sevdiklerini kaybedenlerin yürekleri sızlıyor yani ateş düştüğü yeri yakıyor. Önlem anlam varken direnç göstermek niye? Tedbir aldıktan sonra olacaklar bizim kontrolümüzde elbette değilken, hiç olmazsa elimizden geleni yapmış olalım.

Güzel günler dileğiyle.

Sağlıcakla kalın.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap