23 ekim 2011 saat 13.41 25 saniye süren merkez üssü Van'a 17 km uzaklıktaki Tabanlı köyü olan ve 7.2 şiddetinde belirlenen ancak daha sonra Kandilli rasathanesinde merkez üssünde 9 şiddetinde olduğu bildirilen bir deprem. Yıkıcı korkutucu yaşayanlar için unutulması mümkün olmayan bir travma.
Ve işte bir hikaye yine yüreği titreten yüzlerce hikayeden biri ama ders almadığımız hikayelerden biri.Berat Ay'ın hikayesi ve benim hikayem.Hikayeler yazılır ,okunur ,paylaşılır ancak kimse bu hikayelerden nasibini almaz.Mütahitler çalar-çırpar- insanlar konfor alanı için projeleri değiştirir ve bir bakmışsınız kaderci oluvermişsiniz.
Trabzon Ahi Evren GKDC hastanesinde nöbetçi hekim olarak çalıştığım o gece Yavuz Selim Kemik hastanesinden enkazdan çıkartılan ve bacak kırığından ameliyat olan bir hastayı 13 yaşındaki Berat Ay'ı nefes darlığından sevk etmek istediler.Hastayı hem çocuk olduğu için hem de ben de bir depremzede olduğum için empati yapmaktan korktuğumdan kabul etmek istemedim. Ancak akciğere pıhtı atan bu hasta için en doğru adres bendim.Berat annesi ve 8 yaşındaki kardeşini bu depremde kaybetmişti ve onların ölüm haberini kendisi ile röpartaj yapan bir spikerden öğrenmişti.Sonrasında da gözyaşlarını değil sükuneti tercih etmişti.10- 15 gün gibi bir süre bende yatan Berat benimle hiç konuşmadı sadece gözyaşlarımı gördüğü bir anda neden ağlıyorsun dediğini hatırlıyorum.Ne cevap verdiğimi bilmiyorum ama sevgili Berat ben halen seni düşünür ağlarım.Sonrasında babası ile birlikte Bursa'ya gittiler yanında halası da vardı ve ona kendisinin bakacağını söylemişti.
17 Ağustos depreminden kalma da bir çok hikayem vardır benim ve arkasından Düzce depremi.Yaşanmadıktan sonra anlaşılmaz bu hikayelerin içeriği bir ekrandan bakarsınız ama sadece bir dizi izliyormuş gibi izlersiniz. Acıklı bir film izlerken de ağlarsınız ekran kapanır ve her şey biter.
Bir deprem ülkesi olduğumuz gerçeği unutulmasın istiyorum .Berat ve binlerce Beratlar aileleri unutulmasın istiyorum.Binaları yoksulluk yıktığı gibi 3 kuruşa tema eden mütahitler ,malzemelerden çalmalar, konfor için bozulan projelerin de katkısının büyük olduğu aşikar.Bu binaları denetleyenler yapı -denetim-kullanma izni verenler lütfen biran için vicdanlarını dinlesinler.Bu depremin izleri bazı kişilerde travma olarak kalırken ülke ekonomisi bazı çıkarlar yüzünden daha büyük çıkmaza girmektedir.
TÜRKİYE BİR DEPREM ÜLKESİDİR VE DEPREMLERDE CAN KAYBI ÖNLENEBİLİR.