Hastanemizin danışma yönlendirme biriminde çalışan iletişim
fakültesi mezunu bir arkadaşın gözünden
hekim-hasta ve çalışan
davranışlarını nasıl bulduğu
konusunda bir görüş almak istedim.
Öncelikle mezun olduğu okul sözkonusu olduğunda bu arkadaşın doğru iş yaptığını ve doğru yerde olduğunu düşündüm.
Ancak aldığı eğitim karşısında işinin
ancak %10 nu icra edebildiğini esas
olarak kurumsal ve siyasal iletişim konusunda
eğitim aldığını öğrendim. İnsan
iletişimini bilmeyen bir kişinin ne kurumsal ne de siyasal iletişim konusunda
başarılı olması da mümkün olmadığına
göre hastanelerin iletişim konusunda koca bir tez konusu olduğunu düşündüm.
HASTANE KAPISINDAN
ADIM ATARKEN...
Evet iletişim sorunu
ülkemizin her basamağına taşınan
nerdeyse kurumları bırakın yolda yürürken , araba kullanırken ,
alışveriş yaparken bile yakamızı
bırakmayan bir sorun haline geldi. Vatandaş olarak iletişim kurmayı
bilmiyoruz.İletişim beden diliyle başlar
eğer baştan olumsuz bir beden
dili takındıysanız sonrasında ne kadar
uğraşırsanız uğraşın kişiye doğru
bir elektrik veremeyeceksiniz işte iletişim orada kopacaktır. Hastaneler
ciddi anlamda iletişim sorunu yaşanan
daha adımınızı atmadan önce
belkide en çok önyargıyla yaklaşacağınız
kurumlardır. Çok sıra var mı, doktoru bulabilirmiyim, poliklinik kapısında çok
beklermiyim, inşallah iyi bir doktora denk gelirim….İşte bu sorularla
hastane kapısından giriş yapan bir vatandaş sizce nasıl bir iletişim
içerisinde güne başlar.
HİZMET OBURU OLMUŞ
Yine bu hastanemizde çalışan arkadaşımıza dışardan işin
uzmanı olarak hastane çalışanlarımızın iletişimini nasıl bulduğunu sordum.
Hekimlerin hastalarla iletişiminin iyi olduğu ancak sağlık personelinin hasta ve yakınları ile ciddi iletişim
sıkıntısı olduğunu ifade etti. Peki
hasta odaklı düşündüğümüzde durum nasıldı. Hastalar devletten hizmet aldıkça
daha çok hizmet almak istiyorlardı. Hekimlerin
ne yaptıkları ne yaşadıkları
onları ilgilendirmiyordu. Anlık
düşünüyorlardı. Ve işlerine gelmediği durumlarda sözlü şiddete başvuruyorlardı.
Yani vatandaş aslında hizmet oburu olmuştu. İşte tek taraflı hak görme olayı iletişimi koparan bir unsurdur.
ŞEHİR HASTANELERİ
ÇÖZÜM MÜ?
Yine bu arkadaşımızın gözüyle baktığımızda hastanelerimizin çalışma nitelikleri nasıldı ? Malesef ki
hastanelerde kurumsal kimlik yok, hastaneler kişisel çalışıyor diyordu. Peki neden
kısmına baktığımızda ise kalabalıktan kurumsallığın yürümediğini ifade
ediyordu. İşte bu noktada aklıma hemen şu soru geliyor: Acaba şehir hastaneleri
bizim ülkemize çözüm olabilecek mi?