Eski köşe yazılarımda yer verdiğim bir konuydu ilaç tanıtım mümessilliği mesleği. Ne kadar zor bir meslek olduğunu bir o kadar da toplum karşısında ve hekimler karşısında yanlış algı uyandıran bir meslek olduğunu vurgulamıştım. Yazımın çıktığı gün öğleye kadar gazetenin telefonları kitlenmişti ve genel yazı işleri müdürü beni arayıp <<ne yazdın sen böyle bu kadar teşekkür mesajları >> demişti. Bana göre dile getirilmesi gereken konulardan sadece biri iken bir grup için çok büyük anlam ifade eden bir yazı olmuştu. Ve ne kadar muzdarip bir meslek gurubu olduğunu ve bir o kadarda birbirlerine ve mesleklerine düşkün bir gurup olduklarını gördüm mümessillerin .
Halbuki ben yazılarımda sağlıkla ilgili birçok noktaya değinirken sağlıkta şiddeti -hekim hemşire haklarını da dile getirmiştim. Bırakın sağlıkçı arkadaşlardan birilerinin teşekkür yorumu yapmasını , kendilerinin uğradığı şiddetten bahsettiğimin farkına bile varamamışlardı. Ülkemizde ciddi çalışan kesimi oluşturan tıbbi ilaç tanıtım mümessillerinin bu yazıma verdiği tepki benim hem hoşuma gitmişti hem de üzmüştü. Hoşuma gitmişti çünkü bana sahiplenilmiş bir meslek gurubunu gösteriyordu. Üzmüştü çünkü bu çalışan gurup toplum içerisinde doğru algılanmamıştı. Ve bir üzücü noktada hekimlerin hemşirelerin meslek guruplarına neden onlar gibi sahip çıkmadıkları ve yapılan haksızlıklara arkalarını dönüp gitmeleriydi.
Kadın bir ilaç tanıtım mümessili arkadaşın eşine mümessillik mesleğinin ne kadar zor bir meslek olduğunu açıkladığımda arkadaşın eşi kendinden utanmış on yıldır eşimin ne iş yaptığının farkına varamamışım şeklinde bir itirafta bulunmuştu.
Evet bugün neden bu mesleği tekrar gündeme getirdim
dersiniz? Nerdeyse haziran ayından beri sahalarda yani hastanelerde hizmet
veren bu meslek gurubundaki arkadaşlar yine bakanlığımız tarafından
görmemezlikten gelindi ve aşılama sırasına alınmadı belki de aşılama sırası
onlara hiç gelmeyecek. Halbuki sağlıkçılar kadar bulaş riski içerisinde olan ve
yadsınamayacak şekilde ciddi bir çalışan kitleyi oluşturan bu arkadaşlarında artık
mesleklerinin bir şekilde ülkemizde kabul görmesini diliyorum. Tekrar dile
getiriyorum ki bu arkadaşların her biri üniversite mezunu kendi işlerini devlet
imkan sağlamadığı için yapamayıp özel sektörde yapmaya çalışan pırıl pırıl
gençlerimiz ve yıllardır bu kapıdan karnını doyuran bu mesleğe gönül vermiş
kişilerimizdir. Ve yine vurgulayım ki mesleklerini sağlık bakanlığının
zorunluğu tuttuğu bir sınav sonucu aldıkları bir belge ile yapmaktadırlar.
Aşılama konusunda bir kez daha bu sıralamayı eleştiriyorum ve bakanlığın
sınıfta kaldığını düşünüyorum.