K anser kelimesi ne kadar ürkütücü geliyor kulağa değil mi? Çünkü kanser hastalığını mücadele edilmesi gereken bir hastalıktan ziyade saklanması gereken ve tedavisinin ,hastanın kanser olduğunu anlamasına fırsat vermeden yapmak zorunda olduğumuz bir hastalık olarak görüyoruz. Eğer kanseri diğer hastalıklar gibi görebilsek bu kadar korkmazdık.Mücadele etme kısmı ise bizi bu kadar yormazdı. Halbuki biz hem hastalığı gizlemek zorunda kalıyoruz hem de hastadan habersiz onun tüm organlarına hükmedecek tedaviler veriyoruz. Bir hastam bana, “Doktor hanım ben kendimi görünmez adam gibi hissediyorum. Herkes benim için birşeyler yapmaya çalışıyor ama bana bir açıklama yapan yok”, yine başka bir hastam da kulağıma eğilip, “ Ben herşeyi biliyorum doktor hanım” demişti. Acaba doğru olan, bu mücadeleyi hastaya hiçbir açıklama yapmadan gerçekleştirmek mi yoksa uygun bir ifadeyle durumunu yumuşatarak hastaya anlatmak mıdır?
Kimsenin yaşam özgürlüğünü elinden alamazsınız. Evet kişi ilk duyduğunda durumuna inanamayacaktır ve sonrasında inkar edecektir. Bir sonraki aşamada durumunu kabullenip mücadele aşamasına geçecektir. Kişinin bu hastalıkla mücadele etme hakkını elinden alamazsınız. Belki hastalığıyla kendi başına daha iyi mücadele edecektir belki de planlarını ertelemeyi bırakıp yaşama daha farklı yönden bakacaktır. Kendi tedavi seçenekleri hakkındaki kararı kendi verip bu tedavilerin yan etkilerine karşı bedenini savunmaya hazırlamak isteyecektir.
Hastanın ruhsal durumu hastalığını algılayacak durumda ise kişinin hastalığını bilmesi en doğal hakkıdır. Çevresindeki emsallerini değerlendirmesi onların yaşam mücadelesini bir kat daha arttıracaktır. Onların göstereceği mücadele ruhuna siz bile inanamazsınız. Tıp bilimi her gün geleceğe yatırım yapacak şekilde olumlu olarak gelişmektedir. Kanser hastalığının tedavisi de hem cerrahi hem de ilaç tedavisi olarak gelişme göstermektedir. Artık kişiye özel tedaviler kullanılmaya başlandı.Bu ilaçlar,klasik kemoterapi ilaçlarının dışında kanser türünün moleküler bazda değerlendirilmesi ile ortaya konan akıllı ilaçlar dediğimiz bir grup ilaçlardır. Bu grup ilaçların etkinliği kanıtlandığı gibi kişinin tolere etmesi de daha kolay olmaktadır.
Yeter ki biz bedenimizdeki değişkenliklere ve her zamankinden farklı gelişecek bulgulara duyarlı olalım ve kanser hastalığını erken evrede yakalayalım. Erken evrede yakalayacağımız kanser hastalarına yaklaşımımız, kanser hücrelerini vücudumuzdan tamamen yok etmeye yarayacaktır. Ancak bu tedaviler, hem hastayı hem de hasta yakınlarını yorucu tedavilerdir. Eğer hasta, hekim ve hasta yakını üçlüsünü tam koordineli olarak bir arada tutabilirsek hastamıza en büyük faydayı sağlayabiliriz. Unutmamamız gereken bir durum ise, aslında kanser kadar tehlikeli ve insan bedenini yoran ,kişiyi hastane köşelerinde süründüren bir sürü hastalık varken biz sadece kanserden korkmaktayız. Sorarım size bir böbrek yetmezliği, bir siroz hastalığının kanserden ne farkı var ki biz sadece bu hastalığı hastalarımızdan gizleyerek onların hür mücadele hakkını ellerinden alıyoruz. Gelin kanserle gizli değil herkese örnek olacak şekilde savaşalım. İnsan beyni eninde sonunda kanser hücrelerinin her türüne karşı mücadele edecek silahını bulacaktır.