Var
oluşun anlamı ses ile başlar. İnsan dünyaya ağlama sesi ile gelir. Bir varoluş
sesidir. Kendini ifade ediş şeklidir bu. Ben de varım demenin ve dünyaya
seslenmenin ifadesidir. Kendini bilmenin ve var olmanın başlangıcıdır.
Kendini
bilmek ve tanımak hayatımızın en önemli görev ve sorumluluğudur. Platon'a göre
bu kendini biliş yolculuğundaki üç erdem: cesaret, ölçülük ve bilgeliktir.
Bir Hint atasözü "Başkalarından üstün olman önemli
değil, sen dünküne göre kendinden üstün müsün önemli olan o" diyerek
insanın değer vermeye ve kendi rakibinin kendisi olduğuna dikkat çeker.
Girilen ortamda kendini ifade etmenin yolu kendinizi çok iyi
tanımaktan geçer. "Kendini bilmek" kendini ifade etmenin ilk
adımıdır. Kendini bilmek yolculuğunda ilk adım, "Nereden gelip, nereye
gideceğini, ne yapacağını, ne yapması gerektiğini de özetler aslında. Tıpkı
"Felfefeyi felsefe yapanın hakikatı aramak, ona sahip olmak" olmadığı
gibi insanın özünün de kendi hakikatını aramak olduğuna dikkat çekmek gerek.
Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguyu ve amacı
paylaşanlar daha kolay anlaşır. Anlamak, anlaşılmak, anlatmak insanlar
arasındaki iletişimin temel amaçlarıdır.
Kendinizi tanımanız ve sizi nelerin mutlu ettiğini bilmeniz
ve keşfetmeniz size hayatı daha iyi şartlarda yaşamanıza rehberlik edecektir.
Keşif yolculuğunda arada bir kendinize dönmek hayatı daha anlamlı kılacaktır.
Konfüçyus, “Akıllı insan kimseyle yarışmaz, böylece kimse
onunla yarışamaz” diyerek içimizdeki hazineyi keşfederek, ortaya koyabilmenin
zevkini tutmanızın önemine dikkat çeker. Kendi zenginliklerinizi keşfederek
diğerlerinin ne yaptığını önemsemeyin; işinizi yaptığınızdan daha iyi yapın,
kendi rekorunuzu her gün bir daha kırın. Hayatınızdaki bu yarışta en büyük
rakibiniz kendiniz ve sahip olduğunuz zenginliklerdir. Her yarışta geçmeniz
gereken bir rakip vardır: o da kendiniz.
Hayat bu hazinenin keşfidir yolculuk da. Bu keşif ki sizin
kim olduğunuzun resmidir aslında.