Zaman gerçekten zalim.
Daha dün kendim için yaşadığım üniversite heyecanını bugünlerde oğlum “BARIŞ”
için yaşıyorum. Daha dün dediğim anların üzerinden 24 yıl geçtiğini belirtmek
de isterim.
Üniversite sınavı sistemler bizim dönemimizden farklı olsa da
tecrübe ettiğimiz süreçler. Ama pandemi hayatımızda bilmediğimiz bir dönem
oldu. Sürecin belirsizliği sınav heyecanı ile birleşince farklı bir süreç
yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ve Yüksek Öğretim Kurulu’ndan
yapılan açıklamalarda sınavlara ilişkin alınacak önlemler ve kurallar konusunda
kamuoyunu bilgilendirdi.
Süreci takip edip bilgi sahibi olsam da anneydim ve evden bu
nasıl yürütülecek endişesi annelikte vardı. Mühendistim; türevsiz, integralsiz
mühendis mi olunur endişesi oldu. Bu konulardan sorumlu tutulmayıp yerleşecek
olsalar da inşallah –de’nin -da’nın
doğru yazılışını öğrenerek yerleşirler de duam oldu.
Sınavlara hazırlık bir günlük iş değildir. Düzenli ve sürekli
bir çalışma gerektirir. Aksi takdirde biriken çalışılacak konular hem strese
neden olur hem de çalışılacak çok konunun olması “en iyisi çalışma “düşüncesine
neden olabilir. Hem de konu çok olduğunda size göre önemlileri çalışmanıza
neden olabilir. Ancak size göre önemli olanlar sınava göre önemsiz olursa o
zaman başarısızlık kaçınılmaz olur.
Peki kötü bir sınav dünyanın sonu mu? Kesinlikle hayır. Hayat
bir maraton gibi, inişler çıkışlar hep olacaktır.
Sınava bir aylık bir süre kaldı. Kalan süreyi gayret ve
özveri ile tamamlanması dileklerimle herkese başarılar diliyorum. Unutmamamız
gereken her şeyin başının sağlık olduğu gerçeği!