Özgüven; kendimize yönelik iyi duygular geliştirmemiz
sonucu, kendimizi iyi hissetmemiz demektir. Başka bir deyişle kendimiz olmaktan
memnun olmak ve bunun sonucu olarak kendimiz ve çevremizle barışık olmaktır.
Özgüvenimiz olmadığında işleri yapabilme yeteneğimizden emin
olamayız. Gerekli beceriye ve deneyime sahip olduğumuzu bildiğimiz halde, daha
önce hiç yapmadığımız bir işle karşılaştığımızda endişeleniriz. Birçok durumda,
özellikle karar vermemiz, inisiyatif kullanmamız veya yeni insanları işin içine
katmamız gereken durumlarda rahatsız ve huzursuz oluruz.
Buna karşın, aşırı bir güven duygusu içinde davrandığımızda;
sınırlarımız olduğunu kabul etmek istemeyiz, yeteneklerimiz hakkında gerçekçi
olmayan düşüncelere kapılırız. Üzerimize aşırı iş yükü alırız, böylece her
zaman iyi iş yapamayız. En iyiyi bizim bildiğimizi düşünürüz, önerileri göz
ardı ederiz, bize yardım etmek isteyenleri de genellikle reddederiz.
Olması gereken düzeyde bir özgüvene sahip bulunduğumuzda
ise; en iyisi için çaba göstereceğimizi ve kabul edilebilir bir sonuç ortaya
koyacağımızı bilerek işleri ele alırız. Bir işi yapamadığımızda mazeret üretmek
yerine yeniden denemeye başlarız. İlk seferinde tümüyle doğru olarak
anlamadığımız ya da yapamadığımız bir işin dünyanın sonu anlamına gelmediğini
biliriz. Hatalarımızı dert etmek yerine onlardan ders almasını becerebiliriz.
Bir çok durumla ve sorunla daha iyi baş edebiliriz.
Bireylerin kendilerine yönelik iyi duygular geliştirmeleri
daha ilk yaşlardan, hayatlarındaki önemli insanlar (anne-baba, öğretmen ve
diğer büyükleri, yaşıtlarından daha büyük arkadaşları) tarafından nasıl
değerlendirildiklerine bağlıdır.
Büyükleri tarafından sevgi gören, gereksinim duyduğunda
beklediği yakınlık ve ilgiyi bulan, fikirlerine değer verilen ve önemsenen,
güven duyulan ve sorumluluklar verilen, iyi yaptığı şeyler için övülen, gurur
duyulan, yaptıklarında hataya yer verilen ve olduğu gibi kabul edilen çocuğun
kendine özgüveni olur.
Buna karşılık sevildiğini, önemsendiğini hissetmeyen,
beklediği yakınlık ve ilgiyi göremeyen, sürekli eleştirilen ve olduğu gibi
kabul edilmeyen çocuk kendisini değerli hissetmez ve özgüveni olmaz. Kendisini
değerli görmeyen (özgüveni olmayan) çocuk yaşadığı aile, çevre, okul ve toplum
içinde problemlere sebep olur.
Özgüven sadece okul yaşamında değil, kişisel ve sosyal
yaşamda da önemlidir. Araştırmacılar, birbirlerini tamamlayan iki çeşit
özgüvenden bahsetmektedirler. Bunlardan birincisi iç, diğeri dış özgüvendir. İç
özgüven, kendimizden memnun ve kendimizle barışık olduğumuza dair inancımız ve
bu konuda hissettiklerimizdir. Dış özgüven ise dışarıya kendimizden emin
olduğumuz şeklinde verdiğimiz görüntü ve davranışlardır.
İÇ ÖZGÜVEN
• Kendilerini severler
• Kendilerini tanırlar
• Kendilerine açık hedefler koyarlar
• Pozitif düşünürler
Mutlu hafta sonları.