Etrafımızda yaşanan birçok toplumsal olaya baktıkça zaman
zaman insan olmaktan utanıyorum. Ve üzülerek düşünüyorum. İnsan olmak o kadar
kolay değilmiş demek.
Peki, insan olmanın
iki ayak üzerinde yürümek ve tüm canlılardan daha fazla yetenekli kılınmak
olmadığını nasıl ve ne zaman öğreneceğiz? Aslına bakacak olursak insan olmayı,
insan olmanın anlamını ve “ben bir insanım”
demenin değerini eğer istemezsek,
hiç kimse öğretemez bize. Keşke insan olmak tüm güzellikleriyle birlikte
bizlere Yaratanın eşsiz armağanıdır diyebilsek. Anlayacağınız, insan denen bu muhteşem makine ve hiç bir
bilgisayarın çözemeyeceği ayrıcalıklı yaratık için söylenecek o kadar çok şey
var ki...
Çok muhteşem yaratılmasına rağmen, içinde uyuyan canavar eğer uyanır ve tüm
doymazlığıyla etrafa saldırmaya başlarsa,
eyvah derim... İnsanlık üstüne konuşulması gereken dünyalarca mesele var
demektir. Etrafımızda ve çevremizde yaşananlara, hatta bizzat kendi şahsımızla
ilgili bazı olaylara inceleyen gözle bakarsak göreceğiz ki, insanla ve insanlıkla ilgili hiç bir durumun
içerisinde değiliz. Ne yazık ki karşımızda konuşurlarken dahi dilleri
başka, düşünceleri başka söyleyenler
var. Ve bir türlü dili ile beyinleri arasında irtibat kurmayı beceremiyorlar.
Ya da bu durum oldukça mutlu ediyor onları. Anlayacağınız önümüzdeki koskoca
bir denklem. Bilinenleri ve bilinmeyenleriyle ayrı ayrı, renk renk... Çözülmesi
gereken onlarca değişik yapıda insan.
Aslında düşündüğümüz zaman insan olabilmenin çok da zor
olmadığını anlayabiliriz. Karşındakini dinlemek, empati yapmak ve biraz
kafamızı yormak bu işi çözer. Kimimiz bu şekilde düşünürken kimimiz aman deyip
insan olmanın derinliğine asla inmiyor. Maalesef dünya kurulduğundan beri bu
kavramlar var ama kimi insan olmanın detayına iner kimi yüzeysel geçer. Sonuç
olarak insan olmanın faziletine hepimiz nail olalım inşallah.
3 ana kuralımızı unutmayalım;
MASKE -MESAFE -HİJYEN