Son 4 maçını kazanan Beşiktaş ile son 5 maçta tek galibiyeti
hükmen olan Trabzonspor karşılaştı. Ancak bu istatistik sahada tutmadı.
Trabzonspor Beşiktaş’a nazaran her iki yarıda da iyi oynadı. Rakibe pozisyon
vermeyen, orta sahada olumlu pas yapıp, olumlu oynayan, hücumda ise net
pozisyonlar bulan Trabzonspor’du. Nitekim ilk yarıda Trabzonspor, Beşiktaş’a
pozisyon dahi vermedi. Hatta Trabzonspor devamlı atak yapmaya çalışırken,
Beşiktaş savunmada kalarak oynatmamaya çalıştı. İlk yarıda kazanmak isteyen koşan
ve rakibe alan ve zaman bırakmayan, rakibe pozisyon vermeyen kendi pozisyona
giren bir takım konumundaydı. İkinci yarıda Trabzonspor oyununu daha da
geliştirerek devam ettirirken Beşiktaş ilk yarıya nazaran daha iyi oynamaya ve
öne çıkmaya başladı. Kalesinde pozisyon verirken, hücumda da net pozisyonlar
buldu. Bunlara da Uğurcan engel oldu. Maçın iki kahramanı ikinci yarıda ki iki
kaleci idi. Genel olarak bakar isek, baştan sona kadar Trabzonspor’un
hakimiyeti vardı. Ne o Beşiktaş Beşiktaş idi. Ne de Trabzonspor bu senenin kötü
Trabzonspor’u idi. Bundan dolayı da halk arasındaki derbi maçlar belli olamaz
ifadesinin doğruluğunu ortaya çıkarıyordu. Ancak şu bi gerçek ki Türk
takımlarının ekonomik olarak batmasının en önemli sebebi. Yapılan yanlış transferlerdir. İki takımdaki
yabancıların hangisi Avrupa da ki önemli liglerde oynar ? Bunun münkün
olmadığını düşünüyorum. Ancak ne acı ki kulüpler, yönetimler aynı yanlışları
yapmaya devam ediyor. İki takımda da çok fazla yabancı enkazı olduğunu
düşünüyorum. Bugünkü maç Trabzonspor adına en azından ufak bir moral oldu.
Sonuç galibiyet olmasa da oynanan oyun girilen pozisyonlar teselli oldu. Hem
Trabzonspor’un hem de Beşiktaş’ın sadece bu sezon değil. Gelecek sezonda
işlerinin çok zor olduğunu düşünüyorum. Zira iki takımda da bu iki takımı ayağa
kaldıracak şampiyonluğa oynatacak yabancı oyuncuların olmadığını düşünüyorum. Ufak
bir örnek verirsek. Dünyanın parasını kazanan Aboubakar’ın 90 dakikada tek bir
olumlu hareketi yoktu. Üstelik Trabzonspor’un iki yedek stoperine rağmen.
İnanırım bu örnek hem Trabzonspor yönetimine hem de Beşiktaş yönetimine bir
katkı sağlar. Yanlış transfer yaptıktan sonra kulübü batırdıktan sonra
vahlanmanın bir anlamı yok. Kulüpler ağlama duvarı değil akıl duvarı olmalı.