Yine kafanıza çay paketini yediniz,
yine sesiniz çıkmadı değil mi? Bu kafayla giderseniz, daha çoook çay paketi
yersiniz kafanıza! Ne zaman bir cesur yürek çıkıp, kafasına atılan o çay
paketini, atanın kafasına fırlatacak, işte o gün Türk milleti uyanıp, ayağa
kalkıyor diyeceğim.
Peki, kafamıza çay atan adamın hiç
mi kabahati yok? Arkadaş, adam bu, görgüsü bu, yaptığını normal olarak görüyor!
Adam gerçeklerden, kendisini seçen insanlara saygı duymaktan o kadar uzak ki!
Kendisini padişah sanıyor ve sanki cuma selamlığından sonra tebaasına altın
fırlatıyor! İnsanlar, “Bu adam neden benim kafama çay paketi atıyor” diye
düşüneceklerine, birbirlerini ezercesine çay kapmaya çalışırsa, başınıza daha
neler gelecek biliyor musunuz?
Türk milleti olarak bizler yanmaya,
sevdiklerimizi, varlıklarımızı kaybetmeye devam edeceğiz, Haram Hanedanı, her
yanan ormana ya bir saray ya da bir otel yapacak, şimdilik birer uçağı olan
bakanlar birer tane daha özel jet alacak! Bademler utanmalarını, millete
saygıyı toptan unutmuşlar. İçlerinde bir tane vicdan sahibi kalmamış!
Yıllardır siyasetin içindeyim,
böyle bir vurguncu güruh görmedim! İki defa bakanlık görevinde bulundum,
geldiğim her makama Türk milletinin takdiri ve bileğimin hakkıyla geldim. Yeri
geldi, devlet anlayışım gereği Bakanlığı, Başbakan’ın yüzüne fırlatıp koltuktan
kalktım, fakat bir kez bile özel uçak kiralamadım, hiçbir programada geç
kalmadım.
Yaşadığımız sel felaketi için üç
bakan müsveddesi ÜÇ ayrı uçakla Rize’ye gitti. Antalya’ya da ayrı ayrı
uçaklarla gittiler! Bir tanesi, “Kürt Osman” lakaplı “Dosyalı” birinin oğlu,
(Evi yanmış bir vatandaş yüzüne böyle haykırıyordu) Bir tanesi, abisi Fetö’den
cezaevinde yatan birinin kardeşi ve uluslararası tarım tröstlerinin adamı…
Diğeri, 3-4 yıl öncesine kadar Ankara’da sıradan bir memurken, kendini Bilal
Oğlan’ın hizmetine adayınca bakan yapılmış biri… Bunlar normal yaşamlarında,
pahalı olduğu için tarifeli uçağa bile binmekten çekinen tiplerdir. Şimdi o
kadar zengin oldular ki, bir uçağa 3 kişi sığmaz oldular. O kadar şiştiler
yani! Sizler hiç meraklanmayın! DOĞRU Parti olarak, bunların şişini alacağız ve
sakladıkları paralarını da Türk Hazinesine iade edeceğiz.
Fakat bunu yapabilmemizin tek şartı
var… Bir daha, kafanıza çay paketi yemeyeceksiniz! Kafanıza atılan paket,
anında geldiği yere gidecek. Neden ve kimden korkuyorsunuz? Sedat Peker
konuşacak, bunların hırsızlıklarını açıklayacak diye, bacakları titreyen, “Sana
tasma takıp öyle dolaştıracağım” diyen adama, karşılık vermekten aciz AKP
iktidarından mı korkuyorsunuz?
Size şu müjdeyi de vereyim: Bürokrasi
çözülmeye başladı. Polis bunların gerçek yüzünü anladı. Askeri ve Yargı
bürokrasisi de öyle! Bunlar tek başlarına kalacaklar, yeter ki biz kendi hak ve
özgürlüklerimize sahip çıkalım. Bizi köle, tebaa gibi gören Ortaçağ
kaçkınlarının karşısına beraberce dikilelim… Az kaldı, zulüm ve haram
iktidarını demokratik yolla sandığa kilitleyip, anahtarını da okyanusun en
derin çukuruna atacağız.
Ne mutlu Türküm diyene ve sözünden
dönmeyene!
Sağlık ve başarı dileklerimle…