Kardeşçe, barış ve özgürlük içinde, çalışan üreten zenginleşen ve hakça paylaşan, kadın-erkek eşitliğinin dayanışmasının sürekli yaşandığı, ilim ve aklın önderliğinde, inancını özgürce yaşayan, hür dünyada itibarı olan bir ülkenin saygın vatandaşları olarak mı?

Yoksa, bilimi ve aklı dışlamış, gelişmiş dünyanın asırlar önce gömdüğü dogmalarla, kindar-dindar nesillerin olduğu, kadına hiç değer verilmediği, onu sadece doğuran ve hizmet eden bir köle gibi gören ihvan kafalı siyasal İslam’ın yönetimindeki, şüpheyle ve korkuyla bakılan bir Orta Doğu ülkesinde mi?

Birinci paragraftaki gibi, aileniz ve sevdiklerinizle, dünya nimetlerinden zevk alarak, huzur neşe içinde yaşayıp, Allah’ın verdiği ömrü tamamlamak istiyorsanız, bunun yolu şudur: Ülkeniz yönetiminde ağırlık kadınların olacak! Yani, DOĞRU Parti’nin ilk sloganı olan “Türkiye’ye Kadın Eli Değmeli” diyeceksiniz.

Ülke yönetiminde ağırlık kadınlarda olursa ne olur?
-Hırsızlık, rüşvet, devletin soyulması en az seviyeye iner!
-Her türlü terör minimum seviyeye iner!
-Kadına-çocuğa şiddet ve tecavüz sona erer!
-Herkes çalışmak zorunda olur. Asalak gibi yaşamak biter!
-Zenginleşme ve tasarruf başlar!
-Yardıma muhtaç olan, aç ve açıkta kalanlara, kadının şefkatli eli değer!
-Ülke çocukları kaçak kurslarda birer Taliban militanı gibi yetiştirilmez!
-Tarikat ve cemaat yurtlarında kızlarımız cayır cayır yanmaz!
-Kadının yönetimde ağırlık kazanması, üretimde ekonomide kadın katılımını arttırır. Bu zenginlik demektir.

DOĞRU Parti olarak bizler, bu gerçeği yaşama geçirmek istiyoruz.

Mevcut ve artık kokuşmuş siyasi sistemi, tarihin çöplüğüne atıp, kadın ve gençlerimizle, beyni ve düşünceleri genç olan deneyimli, dünyada itibar gören siyaset ve bilim insanlarımızın önderliğinde, köklerine Atatürk ilke ve devrimlerinin etkin olduğu bir çağdaş siyasi sistemi, tüm kurum ve kurallarıyla oluşturmak amacındayız.

Bu konuda hazırlıklarımız, tecrübelerimiz ve Türk milletine hizmet arzumuz tamdır! Yetsin artık, cahillerin ve art niyetli, dıştan kurmalı, diplomaları ve servetleri şaibeli kişilerin ahlaksızca yönetimi!
Türk milleti artık gerçekleri görmeli ve kendi evlatlarına görev vermelidir… Dünya milletleri içinde “Kadına değer verilmesi” konusunda kimse bizim elimize su dökemez!
Kadının köle gibi alınıp satıldığı, kız çocuklarının diri diri gömüldüğü, İngiltere’de kadına şeytan gözüyle bakıldığı ve İncil’e el sürmesinin yasak olduğu, Çin’de kadına isim verilmediği, erkeğin çok sayıda kadınla evlenmesinin normal sayıldığı dönemlerden binlerce yıl evvel Türkler tek eşli idiler!

Türklerde kadının yeri o kadar yücedir ki, HAN ve HATUN devleti birlikte yönetirdi. Elçi kabullerinde, Hatun mutlaka Han’ın yanında olmalıydı. Çin ile yapılan ilk barış antlaşmasını Mete Han’ın Hatunu imzalamıştır.
Ne zaman ki, özümüzü unutup Türklükten utanır olduk, ne zaman ki İhvancı AKP’nin yıllardır “Araplaştırma” politikası uygulamasına Türk milleti olarak bir ve bütün şekilde karşı çıkmadık, başımıza gelmeyen kalmadı!
Bu sıkıntılı ve zor günlerden Türk milleti olarak kadın-erkek iş birliği ile çıkacağız. Kadın olsun erkek olsun, Türk devletini emanet edeceğimiz kişileri çok iyi seçmeliyiz. En ince noktasına kadar araştırmalıyız. Aldığı emanetin bilincinde olduklarına önce bizler inanmalıyız!

Malum önümüzde, AKP Genel Başkanı ve Tansu Çiller örneği duruyor.

Sağlık ve başarı dileklerimle…