Toplum düzeninin korunması için, siyasi, ekonomik ve sosyal
anlamda değişen düzenin kamuya yararlı olacak şekilde oluşturulmasını ifade
eder. Bir ülkede insanların birbirleriyle uyum içinde yaşamalarını, devletin iç
ve dış ilişkilerinde güveni ve huzuru, düzeni sağlamasını gerçekleştiren
kurallar bütünüdür.
Unsurları; güvenlik, dirlik-esenlik ve sağlık olmak üzere üç
unsurdan oluşur.
Kamu Düzeni Güvenliği Müsteşarlığı, bu sebeple kurulmuştur.
İçişleri Bakanı, Genelkurmay Başkanlığı, Jandarma Genel
Komutanlığı, MİT Başkanı, Adalet, İçişleri, Dışişleri Müsteşarları, Emniyet
Genel Müdürü ve Sahil Güvenlik Komutanı bu kurulun üyeleridir ve kamu düzenini
sağlamakla bu kişiler görevlidir…
Bu devlet görevlilerinin makamlarını neden yazdım biliyor
musunuz?
DOĞRU Parti iktidarında ilk yargılanacak kişiler bunlar
olduğu için!
(İçişleri Bakanlığı, öncelikli sorumludur. Çünkü, Valiler,
Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı,
Nüfus Vatandaşlık Genel Müdürlüğü, Göç İdaresi ona bağlıdır)
Gelelim sebebine…
Ülkede siyasi irade yok hükmündedir. AKP denen organize suç
örgütü, mal varlığı-Reza Zarrab-Halkbank Davası- SBK Davası-Kaçak petrol
satışı- illegal silah ticareti- uyuşturucu kaçakçılığı ve Uluslararası Ceza
Mahkemesinde dava açılmasının engellenmesi karşılığında, ABD tarafından rehin
alınmıştır.
AKP niçin bu yasadışı işlere başvurdu? Bunlar salak mı? Evet
salak!
İslam Birliği Başkanlığı ve Halifelik hülyasına inanan AKP,
Davutoğlu’nun kışkırtmasıyla ülkemizi Ortadoğu bataklığına ve İslami Terör
Örgütü denilen manyakların kucağına attı. Bu örgütleri silahlandırarak,
besleyerek, maaşa bağlayarak gayri resmi olarak kullandı! Milli bütçeyi
kullanarak bunu yapamazdı! Her şey açığa çıkardı. Bir müddet “Örtülü Ödenek”
kullanıldı. O da yetmeyince yasadışı yollara başvuruldu.
Binlerce yıllık deneyime sahip Türk Devleti, bir anda
kaçakçılık şebekelerin ve mafyanın oyuncağı oldu!
AKP iktidarının, özellikle İçişleri Bakanının Sedat Peker
karşısında tir tir titremesinin nedeni budur…
Bugün Türkiye’de “kamu düzeni” kalmamıştır. Tapu delinmiş,
hukuk devleti yok edilmiştir. Bir polis, bir Zekeriya Öz tipi Savcı ve FETÖ’cü
bir yargıç sizin tüm malvarlığınıza el koyabilir ve sizi yıllarca sürecek bir
zindan macerasına atabilir.
Kamu düzeninin bozulmasının en önemli gerekçesi, ülkemizin
demografik yapısını bozacak “stratejik göç hareketleridir.” Ülkemiz Avrupa’daki
çok sayıda devletin nüfusundan fazla sığınmacı istilası altındadır. Bu dayanılamaz
bir çöküşün ve kaosun açılmasına neden olacaktır.
ABD önce, Suriyeli milyonları ülkemize süpürttürmüş, boşalan
alanda da PYD/PKK’ya Kürt devletinin ikinci parçasını kurdurmuştur. Birinciyi
zaten ABD-AKP-İsrail ortaklığı ile Barzani’ye kurdurmuştu.
Afganistan’da tarihinin en büyük yenilgisini alan ABD, şimdi
de kendisi için savaşan Afgan militanlarını tahliye etmek için Türkiye’yi
kullanmaktadır.
Tabii ki AKP’ye yargılanmama güvencesi vererek!
Türkiye’yi, çok ama çok zor durumlara sokacak, belki de ülkemizin
parçalanmasına yol açacak bu uygulamanın siyasi sorumlusu tek başına
AKP İKTİDARIDIR.
AKP, kendisini kurtarmak için onu doğuran ANASINI
bıçaklamaktadır. Durdurulmazsa, duramaz.
Artık AKP’de ortağı MHP’de akıl ve vatan sevgisi, sizler
ömür…
Bizler, DOĞRU Partililer, Atatürkçüler, Cumhuriyetçiler,
vatanseverler AKP’ye karşı demokratik yolları kullanarak, Anayasal direnme
hakkımızı kullanacağız.
Bu mücadeleden bir milimetre geri durmayız. AKP’yi sandıkta
ancak bizler durdurabiliriz.
AKP elbette yargılanacak! Yeter mi, yetmez.
Türk milletinden maaş alıp, anayasal ve yasal
sorumluluklarını yerine getirmeyen askeri-sivil devlet memurları da
yargılanmalıdır. Türk devletinin değil de, hırsızın, hainin memuru olmayı
tercih edenler, mutlaka Türk Tarihi ve Türk Yargısı önünde hesap vereceklerdir.
Sonları ibretlik olacaktır. Göreceksiniz!
Not:
Yarın, AKP’nin başımıza bilerek sardığı, önlem alınmazsa
Türk devletini yıkabilecek “göç projesine” daha derin bakacağız.
Ne mutlu Türküm diyene ve sözünden dönmeyene!