Gerçekleri görmezden gelerek yani kafanızı kuma görerek, başınıza gelecek karanlıklardan kurtulamazsınız!

Eğer gerçekler, canınızı, malınızı, namusunuzu, özgürlüğünüzü yok edecek bir düzeni size dayatacaksa, önünüzde iki yol vardır, üçüncü bir yol yoktur.

Ya direnip tüm olanaklarınızı kullanarak, başarılı olup özgür olacaksınız ya da köle gibi yaşayan tebaa olacaksınız!

Bu sözleri “Serdaroğlu abartıyor” veya “Serdaroğlu korku salıyor” diye algılayacak olursanız, lütfen yazının bundan sonrasını okumayın, siz yolunuza gidin, biz yolumuza!

Organize suç örgütü gibi çalışan ve suç makinesi haline gelen iktidarın 19’ncu yılında ne halde olduğumuzu bir daha yazalım…

-Saray’ın vereceği KANUNSUZ BİR EMRE, “Yapamazsınız, Anayasamıza aykırı bu kanunsuz emre uymayacağız ve Türk Milletinin yanında yer alacağız” diyecek Türk Silahlı Kuvvetleri komuta heyeti var mı?

-Saray’ın vereceği KANUNSUZ BİR EMRE, üstteki yanıtın aynısını verecek yüksek yargı var mı?

-Saray’ın vereceği KANUNSUZ BİR EMRE, aynı yanıtı verecek Emniyet kadrosu var mı?

Peki;

Devletin güvenlik kurumlarının yerine geçecek PARALEL SİLAHLI YAPILAR oluşturuldu mu?

Emniyetin 106 bin uzun namlulu silahı kayıp mı? (TBMM zabıtlarında var)

Geçen yıl 2 milyon pompalı tüfek satılmadı mı?

Büyük şehirlerde, mahalle aralarında silah depoları olduğu söylenmiyor mu?

Devam edelim…

Cumhurbaşkanı Başdanışmanının başkanlığında, Türk Devletinin kurumlarının sponsorluğunda, Diyanet İşleri Başkanı, AKP milletvekilleri, AKP belediye başkanlarının katılımıyla yapılan ASSAM toplantısında başkenti İstanbul, resmi dili Arapça olan bir İSLAM DEVLETİ kurulması kararı alınmadı mı?

Tarikat ve cemaatlerin kontrolündeki kaçak kurslar ve yurtlarda çocuklarımız birer Laik Cumhuriyet düşmanı ve Taliban militanları gibi yetiştirilmiyor mu? Ortaöğretimde tüm okullarımız ‘imam hatip’e döndürülmedi mi? Devletin 46 hukuk fakültesinin 15’inin dekanının hukukçu olmadığı bilinmiyor mu?

Devam…

AKP dış politikası çökmedi mi?

Ülkemizin çevresi tamamen Türkiye düşmanları tarafından çevrelenmiyor mu?

Suriye’den topraklarımıza atılan füzeler, size bir şeyler söylemiyor mu?

ABD, Dedeağaç’a Yunan’a, Suriye’de YPG’ye silah yığınağı yapmıyor mu?

Tüm bunlardan sonra, 48 ülkenin katıldığı ve ülkemizin öncülük yaptığı Avrupa Konseyinin “İstanbul Sözleşmesinden” Anayasamıza aykırı olarak çekilmemiz, kadın-erkek eşitliği konusunda sizi korkutmuyor mu? (DOĞRU Parti bu gün Danıştay’a CB Kararnamesinin iptali için dava açacaktır)

Aziz Türk milleti;

Bu kaos ortamından en az zararla çıkmanın yolu vardır.

Bunun yolu, demokrasiye ve hukuka inanan tüm güçlerin bir araya, “DEMOKRASİ VE HUKUK BİRLİĞİ” adı altında bir araya gelip, güç birliği yapmak ve AKP denen organize suç şebekesinden demokratik yolla kurtulmaktır.

Bu konuda DOĞRU Parti Başkanlık Divanı olarak, tüm muhalefet partilerine cumartesi günü bir yazılı bir çağrı yaptık.

Genel Başkan olarak ben de bu talebimizi bu yazıyla yineliyorum.

Her parti kendi programlarını, söylemlerini bir müddet olarak askıya almalı ve AKP’den kurtulmak için çok özlü bir program etrafında birlik olmalıdır.

Şimdi Türk Devletini, Türk milleti, Türk demokrasisini ve laik Cumhuriyeti korumak zamanıdır.

Bu birliği sağlamak Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na düşmektedir.

Demokrasi ve Hukuk Birliği, tüm Türk milletini de kapsayacak şekilde genişletilmeli ve tüm eylem ve söylemler planlanarak yürürlüğe konmalıdır…

Not: Bu ülkede “Muntasar El Zeydi” gibi cesur insanlardan çok sayıda vardır!