Görünüşte Milli Görüşün, gerçekte
ise İhvan-ı Müslim’inin ilk Genel Sekreteri Erbakan, Milli Andımız konusunda
şunu söylüyordu: “Okullarda çocukları, ‘Ne mutlu Türküm diyene!’ diye
bağırtıyorlar. Bu yanlış. O zaman Kürdün de, ‘Ne mutlu Kürdüm diyene’ demek
hakkı doğar. Andımız kaldırılmalıdır!”
Erdoğan ne diyor; “1930’larda
Hitler ve Stalin gibi toplumu formatlamak için bu tür uygulamalar yapılıyordu.
Dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde çocukların içtimaa dizildiği, ırkçı
sloganlar okunan metinler göremezsiniz!”
Davutoğlu; “Milletimizin ortak
vicdanı ve sözü olarak İstiklal Marşı varken, tek parti döneminin
tektipleştirici sloganlarına ihtiyaç yoktur.”
Babacan; “Uygun iklim olduğunda,
Anayasanın ilk dört maddesini tartışabiliriz. Demokratik bir devlet vatandaşına
kimlik dayatmaz.” (Yardımcısı Yeneroğlu)
Aziz Türk milleti; Erbakan’ın,
İstiklal Marşımız okunurken yere oturduğu, Hilafet Sancaklarının açıldığı, içki
satan dükkanlara saldırıldığı Konya Mitingi üzerinden 41 sene geçti. İhvan
damarından gelen, Erdoğan-Davutoğlu-Babacan gibi genel başkanların bugünkü
söylemlerine bakınca, şu soruyu sormak ve yanıtını bilmek istemek, Türk
Milletinin bir ferdi olarak hakkımız değil mi?
41 senede ne değişti?
Dünya değişti, iklim değişti,
teknoloji gelişti değişti, Mars’a gidildi, insanlar değişti, virüsler bile
mutasyona uğrayıp değişti, sadece İhvancı Bademler ve Bölücüler değişmedi! Hala
hedeflerinde Türklük, Türk milleti ve Atatürk Cumhuriyeti düşmanlığı var. Laik
Cumhuriyeti, hukuk devletini, demokrasiyi yıkmak ve yerine İran tipi bir Federe
İslam Devleti kurmak. Tüm hedefleri bu! Bu hedefi görmemek için ya kör ya da
hain olmak lazım!
İhvancı Siyasal İslamcılara göre;
Türk kültürünü yok edip insanlarımızı Araplaştırmak, Bademler için demokrasi
gereğidir! 5-6 yaşındaki bebelerimizi, kaçak kurslarda birer Taliban militanı
olarak yetiştirmek özgürlüktür! Kız çocuklarımızın, tarikat yurtlarında
cayır-cayır yanmaları, tektip insana karşı olmaktır. Okullarımızı imam hatibe
çevirip, çocuklarımızı Cumhuriyet ve Atatürk düşmanı olarak yetiştirmek
demokrat olmanın gereğidir!
Fakat; çocuklarımıza özlerini
hatırlatmak, Türklüğü öğütlemek, doğru-dürüst-çalışkan olmalarını hatırlatmak,
büyüklerinize saygılı olun demek, tektipçilik demek, Hitler ve Stalin’e
benzetilmek oluyor!
Aziz Türk milleti; bunlar fikri
namusları oluşmamış, Türklük bilincine ulaşamamış, bu aziz vatana ve
özgürlüklere düşman zavallılardır. Milli Andımızın, dünyada örneği yoktur
diyerek yalan söylerler. Doğrusu, dünyanın büyük devletlerinde benzer antlar
her gün okunur…
DOĞRU Partililer olarak bizler bu
Bademleri çok iyi tanırız, biliriz. Bunlarla demokratik yolla mücadele ederiz,
sandıkta yeneriz ve tarihin derinliklere göndeririz. Bizi üzen ve içimizi
karartan, vatansever-demokrat-laik olduklarını söyleyen partilerimizin İhvancı
Bademlerle kolkola girmeleri ve hepsinin AKP’ye benzemeye çalışmalarıdır. Sayın
Kılıçdaroğlu ve Sayın Akşener, defalarca Davutoğlu-Babacan ikilisi ile
televizyonlara çıktılar ve onları parlattılar! Hatta birlikte ittifak
yapacakları işaretini de verdiler! Kendileri bilir. Biz DOĞRU Parti olarak çok
berrağız, netiz;
“Ne mutlu Türküm diyene!” ve “Milli
Andımız” Türk milletinin birliğini, milliliğini, ulus devlet yapısını,
bağımsızlığımızı, özgürlüğümüzü bildiren ve unutmamamızı sağlayan metinlerdir
ve en kısa zamanda her yere asılacak ve tüm okullarımızda okutulacaktır…
Ne mutlu Türküm diyene ve sözünden
dönmeyene!
Sağlık ve başarı dileklerimle….