Bir inşaat mühendisi ve ulaşım profesörü
olarak, futbolu; bir mühendislik dalı olarak görmüşümdür. Bunu da çeşitli
yaklaşımlara bağlamaktayım. Futbolda; mesafe takdiri, açı, hız, geometri, enerji, matematik zeka vb. birçok
kompleks kavram söz konusudur. Bu konular bağlamında; anlık ve doğru karar
verebilme ve çeşitli zeka biçimlerini ve fizik gücü kullanma noktasında futbolu
bir mühendislik dalı olarak görürüm. Zaten “Futbol
Mühendisliği” kavramı da buradan çıkmış olacaktır sanıyorum.
İnşaat mühendisliğinin bir tanımı ve
etkinliği noktasında, okuduğum bir not, bakış açımı hayli değiştirmiştir.
İnşaat Mühendisliği konusunda alınan teknik bilgilerin toplamı meslek
yaşantımızın ancak %35 gibi bir oranını karşılamaktadır. Kalan %65 kısım ise “sosyal
ilişkiler” üzerine oturmaktadır. Demek ki inşaat mühendisliği teknik bilgi
olarak %35 düzeyinde yorumlanabilmesine karşın sosyal ilişkilerin etki düzeyi
de %65 olarak oldukça yüksek orandadır. Tamamlayıcıdır. Ayrılmaz bir bütündürler.
Birlikte sinerji oluştururlar.
Futbol adamlarının yaşamdaki ve insan
ilişkilerindeki pozitifliğini, yaşam enerjilerini, konulara hızlı, etkin ve
çoğunlukla doğru kararlar vererek bakabilmelerindeki sihri, esasında sadece
futbolun teknik alandaki kazandırdıklarına değil yaşam içerisinde
kazandırdıklarına bağlı olarak da yorumlamam gerektiğini artık daha çok
düşünüyorum.
O nedenle futbolu artık bir “mühendislik dalı” olarak değil “yaşamın kendisi” olarak tanımlıyorum.
Futbol bir mühendisliğe indirgenecek konu değil. Yaşamın kendisidir.
Trabzon kenti de bu alanda çok büyük
başarı örnekleri biriktirerek ve değerler üreterek Türkiye’ye ve Türkiye’den de
Dünyaya örnek bir kenttir.