SON DAKİKA
SON DAKİKA


Devasa inşaat şirketlerini iyi anlamalıyız!
13.09.2022

Ülkemizde; büyük ölçekli yol, köprü, baraj gibi inşaat yapı projelerini başarıyla tamamlayabilen büyük ölçekli firmalar gelişti. Bu firmalar artık dünyanın her tarafında çok büyük projelere imza atıyorlar. Bu şekilde hem kurumsal olarak ve ekonomi olarak kendilerini güçlendiriyorlar. Altyapılarını zenginleştiriyorlar. Kazanılan saha tecrübeleri yeni ve özel nitelikli projelerin daha da başarılı sürdürülebilmesi için önemi bir itici kuvvet oluyor. Bu tür çok büyük ölçekli firmalar taşeronları da geliştiriyorlar. Sonuçta, proje mantığı içerisinde belli bir sürede çok büyük projelerin başarıyla tamamlanabilmesi için bu büyük ölçekli firmalara ihtiyacımız bulunmakta. Milyar dolarlık projeleri başarabilecek firmaların sayısı da öyle fazla değil. Dolayısıyla bir yandan da ülke olarak bu ölçekli firmaların geliştirilmesi, güçlendirilmesi ve desteklenmesi de önemli. Ulusal ve uluslararası alanlarda bu firmaların önünün açılması gerekiyor. Bağlantıları noktasında, lobi faaliyetleri noktasında güçlü bir arka plan gerekiyor. Bu arka planın hazırlanması gerekiyor.


Örneğin Karadeniz Sahil Yolunu ele alalım. Yaklaşık 20 yıldır bu Karadeniz Sahil Yolu hizmet veriyor. İşletmeye açık. Yük büyük ölçüde sahil yolu üzerinden taşınıyor. Yüksek yükleme süreleri altında ve yüksek yük trafiği altında, nemin fazla olduğu ve deniz komşuluğunda da olan bu Karadeniz Sahil Yolu çok başarılı bir görüntü verdi. Yirmi yıl bu şartlar altında gerçekten büyük kayda değer bir performans üretti. Bazı kesimlerde ondülasyon gibi sorunlar oluşmaya başladı ancak bu da bu koşullarda son derece normaldir. Sahil Yolunun bu performansı göstermesinde hem yapımcı firmaların büyük dikkati ve özeni, yenilikçi teknolojileri kullanmaları etkili oldu. Gradasyon kabalaştırmaları da Karayolları Genel Müdürlüğü’nün doğru tercihi oldu. Katkı endüstrisi de başarılı bir performans sergiledi. Yol firmalarımızın ve Karayolları teşkilatlarının yüksek motivasyonu sayesinde başarılı bir uygulama oldu. 2000’li yıllar bugün anılan çok büyük firmaların önemli oranda güçlendiği ve teknik kapasitelerini çok daha artırdıkları bir dönem olmuştur. Bu birikimlerle zaman içerisinde büyük projeler başarıyla yapılabilir hale gelmiştir ve sonuç olarak çok büyük ölçekli bu firmalarımız Türkiye’de lokomotif sektör inşaatın sürdürülmesinde, ülkeye döviz kazandırılmasında, istihdam oluşturulmasında birçok yönden büyük faydalar üretiyor.


Günümüzde inşaat teknolojisi hem avantajları hem de zayıflıkları bir arada yaşamaktadır. Teknoloji gelişmesi ile hammaddeler çok daha maliyet etkin konularda kullanılabilmekte be bu nedenle bazı durumlarda malzemelerin standart özellikleri olumsuz gelişebilmektedir. Devasa inşaat projelerinde kaçınılamaz olarak yönetilemeyen sorunlar, bazen düşünüldüğünden çok daha büyük risklerin oluşmasına neden olmaktadır. Derinlemesine ele alındığında büyük projelerde çok büyük tazminat risklerinin de olduğu unutulmamalıdır. Doğrusu küresel gelişmeler karşısında, bu ekonomiklik ve sürdürülebilirlik yaklaşımları karşısında imalat yapan firmalara üstün hizmet madalyası verilmelidir desek hatalı olmayız.

Gelişmiş dünya, çok büyük ölçekli projelerde belli garanti koşullarını ortaya koymayı başarabilecek firmalara, ayrı bir sigortacılık yasası uyguluyor. Profesyonel işler karşılığında başarılan ve uzun ömürlü ve ekonomik bu projeler bu sayede önemli bir kazanım sürecinde kalıyorlar. Türkiye’de de artık proje bazlı sigortacılık yasaları üzerinde çalışılmalı ve bu bakımdan örnek uygulamalar geliştirilmelidir. Tekrar etmek gerekirse büyük ölçekli işleri yapan firmalarımız bu koşullarda ve çerçevesel olası (teknik bakımdan ayrıntılı bir konudur) sorunlar noktasında taltifi hak etmektedirler.


Önümüzdeki süreç inşaat faaliyetleri noktasında, sürdürülebilirlik biliminin daha çok öne çıkacağı bir dönemdir. Buna hem küresel ekonomi hem de küresel teknik oluşum neden olmaktadır. Malzemeler çok daha fazla katma değer üretecek alanlarda tercih edilebilirken, daha düşük nitelikli malzemelerle doğru yaklaşımlarla daha üstün performanslı yapılar inşaat etmek durumunda kalınacaktır. Aynı sürdürülebilirlik yaklaşımları nedenleri ile kullanılmış yapıların geri dönüşümleri de tercih edilmek durumunda kalınacaktır. Sonuç olarak, ekonomi ve sürdürülebilir kalkınma koşulları altında, ekonomik belirsizlikler, inşaat teknolojilerinde süreçlere bağlı gelişen olumsuzluklar, üstlenilen risklerin büyüklüğü vb. birçok koşul altında, oluşturdukları faydalar ve birikimler ele alındığında, bu firmalar için oldukça büyük riskler söz konusudur.



Gelecek dönemlerde yönetme arzusunda olanların açıklamalarının; “bu firmaların gözbebeği oldukları, büyük projeleri bu tür firmalarla gerçekleştirmek durumunda olunduğu, bu firmaların aldıkları risklerin çok büyük oldukları, gelişen süreçler karşısında firmaların her yönden desteklenecekleri” yönünde olmalı. Yeni inşaat modellerinin, sigortacılık konularının, profesyonel teknik uygulamalarda bütünsel kalite garantisinin vb birçok teknik gerçeğin varlığında, firmaların çok daha güçlü etkileşim modelleri altında desteklenmesi yönünde açıklamalar yapılmalı. Bu bakımdan çok güçlü bir müşavirlik, denetim ve yönetim sistemlerini de beraberinde geliştirmek durumundayız. Toplum esasında bir ölçüde, kendi yoğunlaştıkları alanda geliştirdiği tecrübeyle, gelişen riskleri de iyi görüyor ve öne çıkan projeleri de objektif değerlendiriyor. Bu şartlar altında büyük motivasyona ihtiyaç duyan ve esas anlamda sadece moral bekleyen bu firmaları iyi anlamalıyız. Konulara profesyonel ve derinlemesine bakabilmek gerekiyor. Belki de yeni dönemde fizibilite projelerinde de bu firmalardan görüş almak gerekiyor.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap