Değerli okuyucularımız, Müslümanlığın en yoğun yaşandığı bir Ramazan ayına daha ulaşmış bulunuyoruz. Dileğimiz odur ki, toplum yaşamında sıkça yaşadığımız birbirimizin bacağından asılmayı bir kenara bırakır, insanları birbirinden uzaklaştıran tutum ve davranışlarımıza artık bir son veririz...

Zira bilmemiz gerekir ki, kutsal kitabımız Kuran’ı Kerim; insanlara hak ve fazilet, ilim ve irfan yollarını öğreten, birlik ve beraberlik ruhunu aşılayan, iman ibadet ve ahlak esaslarını ve de sosyal düzeni sağlayan, her türlü nizamı bildiren, insanları en güzel ahlaka ve ebedi saadete erdiren  ilahi hükümleri ihtiva etmektedir. İşte bu yüzdendir ki, bu ilahi kitaba “Kuran” kelimesinin özel isim olmasının sebebi, daima okunması, ayetleri ve süreleri, yukarıda işaret edilen yüce hakikatleri,  emir ve yasakları ihtiva etmesindendir...

Hepimizin de malumu olduğu üzere Ramazan ayı, insanlara hidayet yolunu gösteren, doğruyu yanlıştan ayıran Kuran’ın indirildiği aydır. Kuran’a inanmış Müslümanlar olarak yaşadığımız toplum hayatımızda doğruyu yanlıştan ayırmamız hususunda gereken hassasiyeti göstermeliyiz. Doğruya doğru, yanlışa yanlış diyebilmeliyiz. Bilinmelidir ki; toplum hayatımızda yaşadığımız bazı olumsuzluklar, Kuran’ın emrine ve özüne uygun hareket etmemekten kaynaklanmaktadır. Toplum hayatımız için, insanlık için iyi ve güzel olan her şey İslam’ın içindedir. İslam demek, iyi ve güzel demektir. İslam’da kötüye yer yoktur. İslam, insanlık için güzellikler manzumesidir. Bilmeliyiz ki, Allah’a yapılan ibadetler insanı, başkalarını rahatsız edecek davranışlardan uzaklaştırmıyorsa, böyle ibadetlerin ihlas ile yapıldığını ileri sürmek mümkün değildir.

Yüce Allah, İslamiyet’le din sahasında tekamüle son vermiştir. Bu hususta “Maide” süresinin üçüncü ayetinde mealen şöyle buyurulmaktadır. “Bugün artık dinimizi kemale eriştirmiş, size olan nimetini tamamlamış ve böylece din olarak İslam’ı seçmiş bulunuyorum.” O halde insanlık için kurtuluş, bu son dinin emirlerine uymakla mümkündür. Nitekim Yüce Allah’ın “Ali İmram”süresinin 85. ayetinde İslam dışındaki dinlerin kabul edilmeyeceğini, dolayısıyla onlarla kurtuluşa erişilemeyeceğini açık bir şekilde bildirmektedir. Kim ki, din olarak İslam’dan başkasını seçerse bu asla kabul edilmeyecektir ve o Ahirette hüsrana uğrayanlardan olacaktır. İslam dini son din olduğuna göre, insanlık var olduğu sürece, insanlığın daima önünde olacaktır.

Hayırlı, bereketli Ramazanlar diliyorum.