Yaşanan bir gerçektir ki;toplumumuzun açmazlarından birisi de hazımsızlıktır.Hazımsızlık toplumsal hayatın akışı içinde,insan ilişkilerinde sıkça görülen bir bozuk olgudur.Hazımsızlık öyle kötü bir olgudur ki,sosyal hayatta pek çok fenalığı içinde barındırır.

Hayata bakış açısından iyimserlik duygusu içinde olan insanların kendi iç dünyaları dengelidir,yüzleri güleçtir.Akşam sabah yatıp kalkıp kıskançlık,çekememezlik hırsına kapılarak(hazımsızlık) girdabında debelenmek,toplumda ayrışmayı,saygısızlığı,sevgisizliği körüklemekten başka bir şey değildir.Hazımsızlık çoğu kez yakıştırma ve hatta yalan rüzgarına dönüşebilir.Yani hazımsızlık;ayrıştırma,fitne-fücur,dedikodu,laf atma gibi kötü alışkanlıkları doğuran adi  ve kötü huylu bir urdur…

Hz.Mevlana;öğretici ister anne-baba,ister öğretmen olsun öğrettiğine(öğrencisine),düzgün olmayan insanlarla,kıskançlarla,çekememezlik ruhuyla hareket edip her şeyi kötü gösterme illetine kapılanlarla arkadaşlık etmemesini tavsiye eder.Zira yüceliği arayan kişi nefsinin bağlarından kurtulmalıdır.Yalan ve iftiranın kolayca satın alınabileceği,doğrunun,iyi ve güzelin itibar görmediği toplumlarda hazımsızlık milleti kaosa götürür.Kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim,insanı adiliklerden,aşağılıklardan çıkarıp yüceliklere götüren bir yolda yürümesini işaret eder.Aklı başında yüce fikirli insanların yüzleri sirke gibi ekşimez,bilakis gül gibi açılır ve güleç olurlar.Dar kafalı,dar gönüllü kimselerin yücelemeyeceği açık olan bir gerçektir.Aklı başında,yüce fikirli insanlardan oluşan toplumlarda birlik ve dirlik her zaman vardır…

Çok değer verdiğim duayen bir gazetecimizin bir tespitini değerli okuyucularımızın yorumlarına sunuyorum: “Hazımsızlık dolayısıyla söylenen yalanlar,yapılan dedikodular,çıkarılan fitne ve fesatlar paraya çevrilse ülkemizin döviz ve bütçe açığı kapanır…