Birkaç kişi, Sivrihisar’ın kenar mahallesindeki bir kahvehanede sohbet ediyorlarmış. Söz dönüp dolaşmış burçların insanlar üzerindeki etkilerine gelmiş. Bu arada Nasreddin Hoca da sohbete dahil olmuş. Orada bulunanlar Nasreddin Hoca’ya hangi burçtan olduğunu sormuşlar. Hoca hiç tereddüt etmeden “Teke burcundanım” deyivermiş. ”Hoca, sen bizimle alay mı ediyorsun” diyecek olmuşlar, Hoca, hiç tereddüt etmeden sakin bir eda ile söze açıklık getirmiş: “İsim olarak Teke burcunun olmadığını ben de biliyorum, lakin ben küçükken annem-babam ‘Oğlak’ burcundan olduğumu söylemişlerdi. Şimdi ben bu yaşıma gelmişim, elbette oğlak da çoktan teke olmuştur. Dolayısıyla ben doğrudan doğruya ‘Teke’ burcundanım…”

Efendim; burçlar kuşağı denilen “Zodyak” 12 burçtan oluşmaktadır. Burçlar denilen şey aslında yıldız kümelerinin adıdır. Doğduğumuz burç ise doğduğumuz an güneşin üzerinde seyrettiği yıldız kümesi yani güneş burcumuzdur. Güneş burcumuz, gündelik yaşamda “benim burcum” diye adlandırdığımız burçtur. Her burcun kendine has özellikleri bulunmaktadır…

İNSAN DÜŞÜNEN BİR VARLIKTIR

İnsanı diğer varlıklardan ayıran en belirgin özelliğinden dolayıdır ki, ”İnsan düşünen bir varlıktır.” diyoruz. İşte, insan bu özelliği sayesinde gördüğünü okuduğunu, duyduğunu anlar ve onun araştırmasını yapar. Decartes; mademki düşünüyorum, o halde varım, diyerek, insan olarak insanca yaşamanın ancak düşünme yeteneğiyle mümkün olabileceğini söylemiştir. Düşünce özgürlüğüne açılan kapı ilgi yolundan geçer. İlgi duyduğumuz varlıklar karşısında düşünür, zevk aldığımız, hoşlandığımız bir varlığın öteki varlıklarla olan ilişkilerini kıyaslamalı bir şekilde değerlendirmeye çalışırız. Bu değerlendirme bizleri gerçeğe ulaştırır…

Değerli okuyucularımız; insan bilgisini, düşüncesini, inancını ve imanını önce ailesinin ve çevresinin ve de milletinin hayrına dile getirmelidir. Yakıcı, yıkıcı, bölücü, parçalayıcı, aşağılayıcı bir üslupla toplumu hezeyana sevk edecek söz ve davranışlardan kaçınmak, insan haysiyet ve şerefi ile bağdaşmaz olduğunu bilerek hareket etmek insanı yüceltir. Bilinmelidir ki; insan ancak tevazu ile yükselir, kin ve nefret ile alçalır…

Lütfen dikkat buyurunuz!... Her yangını söndürmek mümkündür; ateş su ile zehir panzehir ile hüzün sabır ile aşk ayrılık ile söner. Fakat kin ateşi asla sönmez… Dünyada hiçbir şey insanı kin besleme duygusu kadar yıpratamaz… Yetişkinler dünyasında hakiki kine yer yoktur…Kini düşünmek onu aramak demektir… Kinlerin en kötüsü, kendinden üstününe duyulandır...