Dün gazetemizin manşetine bakınca Trabzon Ortahisar Belediye Meclisi adına üzüldüm...

Meryem Akgün arkadaşımız gazetecilik yapıp konuşmaları gündeme taşıyınca, bu şehrin belediye meclisinde Trabzon’un  Trabzonspor ile birlikte iki önemli lokomotifinden biri olan üniversitemize sahip çıkmanın vatandaşlık görevi olduğunu daha iyi anladım.

Dün gördüm ki;

Sahipsiz bırakmışız...

Ses çıkaran yok...

Ve KTÜ adına görevimizi yapmadığımızı düşündüm.

 “Vurun abalıya” misali haksızlıklar karşısında sustuğumuzu anladım.

Peygamber efendimiz ne demiş;

 “Hakkı söylemeyen / haksızlık karşısında suskun kalan şeytandır.”

Aynen öyle.

KTÜ’ye sürekli haksızlık yapıyoruz.

Üniversiteyi hep kötü adres göstermek kime ne kazandırıyor?

Kim ne söylerse söylesin Trabzon’un gururu ve bacasız fabrika olma özelliği ile bu şehre verdikleri inkar edilemez olan KTÜ’nün Ortahisar Belediye Meclisi’nde resmen aşağılanmaya çalışılması, üzüntü verici olmuştur.

Neymiş efendim öğrenciler yurt dışı çalışmalarına destek için belediyeye nasıl başvururmuş!

“Kendi bütçelerini üretemeyenler, bize de bir şey üretemezmiş... 

Bunun adı 65 yıllık bir üniversitenin Medine dilenciliğine çevrilmesiymiş!”

Yapmayın Allah aşkına!

Bir bilim yuvasına, orada bu ülkenin yarınları için yetişen öğrencilerine, akademisyenlere, KTÜ yönetimine yönelik böyle bir hitapta bulunulması, bu halkın seçerek gönderdiği bir belediye meclisine yakışmaz.

Kaç akademisyen destek için Ortahisar Belediye Meclisine başvurdu bilmiyorum.

Ne istediler?

İmar rantı mı?

İhale mi?

İş mi?

Rüşvet mi?

Ne istediler?

Daha iyi eğitim için destek.

Olmaz dersiniz biter...

Ne demek Medine dilenciliği!

Bu belediyeler kimin belediyesi?

Bu belediye başkanlarını, belediye meclis üyelerini kim seçiyor?

Halk.

Oy veren halk arasında öğrenciler yok mu?

Var.

Peki bu KTÜ hangi ilin üniversitesi?

KTÜ’de okuyan öğrenciler nerede yaşıyor?

KTÜ Tıp Fakültesi bu bölgenin kalbi değil mi?

KTÜ öğrencilerinin bu şehrin ekonomisine kazandırdıklarını inkar edebilir misiniz?

Edemezsiniz. Allah çarpar!

Bugün bu ülkede bütün üniversitelerin, tıp fakültelerinin kaynak olarak yaşadığı zorlukları bilmeden o bilim yuvalarını ve öğrencilerini böylesine aşağılamak yakışmaz.

Koskoca Trabzon şehrini aşağıladığınızın farkında olun.

KTÜ bu şehrin gururudur.

Dile kolay 65 yıl.

Bu şehrin can damarı olmuş bir bilim yuvası.

KTÜ bu ülkeye nice devlet ve bilim adamları kazandırmıştır.

KTÜ bu şehir adına önemli başarılara imza atmıştır.

Akademisyenlerin yurt dışı yarışmalara katılmak için belediyeden destek istemelerinin nesi Medine dilenciliğidir Allah aşkına?

O yarışmalarda alınacak başarılar bu şehir adına gurur vesilesi olmayacak mı?

O akademisyenler kimin adına yarışacak?

Fazla kırıcı olmak istemiyorum ama o belediye meclislerinde adamları olanların iktidar muhalefet demeden nasıl rant için el ele projeler geçirdiğini bilmeyen var mı?

Birkaç öğrenci destek istemiş, Medine dilencisi olmuş KTÜ!

Yapmayın Allah aşkına!

KTÜ’yü aşağılamak...

KTÜ’lü öğrencileri hor görmek...

KTÜ yöneticilerini rencide etmek...

Hiç kimseye bir şey kazandırmayacağı gibi bu şehre yapılacak en büyük ihanet olacaktır.

KTÜ sadece KTÜ değildir...

KTÜ, Trabzon’dur...

Sen, ben, odur...

Öğrenin beyler!

KTÜ, kurumsal kimliği ile bünyesinden birçok bölge üniversitesi çıkarmış bir bilim yuvasıdır.

45 bin öğrenci, 5 bin personeliyle sadece bölgesinin değil ülkemizin en köklü üniversitelerinden biridir.

Akademik projelerle 2018 yılı içinde Türkiye’deki 206 üniversite arasında 6. sırada yerini almıştır.

Var mı bundan haberiniz?

Yok!

Öğrencileri son yıllarda hem ulusal hem de uluslararası yarışmalarda birincilikler almakta...

Bu mu Medine dilenciliği!

Haberiniz var mı?

Akademisyenlerin çalışmaları bürokratik olarak desteklenebilirken, üniversite öğrenci projeleri için yolluk kalemleri devlet tarafından tanımlanmamıştır...

Yani uygun ödeme kalemi yoktur...

Bu nedenle öğrenciler bu ihtiyaçlarını şehrin çeşitli kurumlardan karşılamaya çalışırlar. 

Bunların başında belediyeler, TTSO ve gönüllü şirketler gelir...

Aslında bu da hayata atılmanın aktif bir eğitimidir.

Üniversite-şehir bütünleşmesinin de şehir kanadıdır. 

Bu sadece Trabzon’da değil diğer şehirlerimizde de böyledir.  

Bu bilinçten uzak kişilerin ya bilgisizliklerinden ya da art niyetlerinden bulundukları toplulukta üniversitelerimiz hakkında karalamalar yapmaları, öğrencilerin moral ve motivasyonlarını bozmaları kime ne kazandırır?

Destek verirsiniz vermezsiniz...

Bunu belediye meclisinde KTÜ’ye yönelik “Medine dilenciliği yapıyorlar” yakıştırması ile cevaplarsanız ayıp edersiniz...

Ne yazık ki ülkenin geleceği olan bu üniversite öğrencilerinin önündeki bürokratik engellerin başında bu koltukları böylesine meşgul edenler gelmektedir... 

Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, katılmadığı o meclis toplantısında neler konuşulduğunu gazetemizde görmüştür ve KTÜ’ye yönelik yapılan saygısızca tavırları göz önüne alarak gereken açıklamayı yapacaktır...

Çünkü Sayın Başkanın bu konularda ne kadar duyarlı olduğunu çok iyi biliyorum.

Ve bu konuda hiçbir tereddüdüm yok...

Ortahisar Belediye Meclisi, başkanının duruşuna layık olmalıdır...

KTÜ’ye bir özür borcumuz var.

O dedi, bu dediye bakmıyorum...

Orada “Olmaz böyle yaklaşım” diye var mı yok mu ona bakıyorum.

Yok...

Herkes ne konuştuğunu iyi bilmeli...

O nedenle, Ortahisar’da yaşayan bir Trabzonlu olarak oy kullanarak meclise seçip gönderdiğimiz meclis üyeleri adına özür dilemeyi bir borç biliyorum.

Ve KTÜ ile her zaman olduğu gibi gurur duyuyorum.

İyi ki var!

KTÜ Trabzon’un dünyaya açılan aydınlık bilim yuvasıdır.

Yapıcı eleştiri tabii ki olacak...

Ama bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olarak değil...

KTÜ’yü koruyup kollamak ve desteklemek her Trabzonlunun görevidir.