SON DAKİKA
SON DAKİKA


İstanbul'da aslında ne oldu?
25.06.2019
İstanbul’da alınan sonuç, seçimin tekrarlanmasının ardından AK Parti açısından bağıra bağıra ‘geliyorum’ demişti...
31 Mart seçimlerinin neden tekrar edildiğinin izahı, sağlıklı bir şekilde yapılamadı...
CHP adayı Ekrem İmamoğlu  halkın huzurunda mağdur duruma sokuldu...
Ve İmamoğlu’na yönelik sürekli “Yunan... Pontus” şeklinde akla ziyan, haddini aşan suçlamalar, başta Trabzon olmak üzere Karadeniz seçmenini ve bütün halkı son derece rahatsız etti.
Hatta birçok AK Partilinin bile buna tepki verdiği görüldü...
Finale ramak kala ise tam anlamı ile kaş yapayım derken, göz çıkarıldı. 
Bu aklı kim verdi, bu pusuyu kim kurdu bilinmez, terörist başı Öcalan’dan bir mektup ortaya çıkarılması, ardından kardeşi Osman Öcalan’ın TRT ekranına çıkarılıp adeta kendilerinden medet umulur görüntü verilmesi skandal oldu... 
Vs... Vs...
Yani 31 Mart’tan 23 Haziran’a kadar geçen her süre Ekrem İmamoğlu lehine çalıştı...
Ekrem İmamoğlu, özellikle genç jenerasyonu peşinden koşturup süreci çok iyi yönetti. Sonuç olarak 14 bin farkı 800 bin gibi açık ara farka taşıyıp tarihi bir başarıya imza attı...
Böyle bir sonuca imza attığı için Ekrem İmamoğlu’nu kutluyorum...
Sonuç itibarı ile Türk siyasetinin yeni yüzü olarak güçlü bir şekilde  “Ben de varım” dedi..
CHP’nin uzun zamandır aradığı her kesime hitap edecek lideri bulduğunu söylemek hiç de zor değil...
Baktığınızda uzun yılların ardından CHP’lilerin gözlerinde bu ışığı görüyorsunuz...
***
Peki AK Parti’de neler oluyor...
Cumhurbaşkanı Erdoğan “geliyorum” diyen tehlikeyi görmedi mi?
Gördü!
Ama “Olacakla, öleceğe çare bulunmaz” derler ya...
Aynen öyle...
Tayyip Erdoğan teşkilatlarına geçtiğimiz ay bir toplantıda “UYARI” olarak Moğol İmparatorluğu’nun kurucusu Cengiz Han’ın torunu Hülagü’nün Kadıhan ile hikayesini anlatmıştı...
Dersti bu..
Neydi bu hikaye...
Hülagü, İlhanlı Devletinin kurucusu Mengü Kağan’ın da kardeşidir. 1255’de ağabeyi Mengü Han tarafından Ortadoğu’da henüz ele geçirilmemiş toprakların ele geçirilmesi için görevlendirilir.
Hülagü 1258 tarihinde Bağdat’a girerek Abbasi Halifesi Mutasım’ı keçeye sarıp Moğol atlarının ayakları altında ezdirerek öldürtür. Şehri yağmalar 400.000 kişiyi katleder. Cami, hastane, saray ne varsa hepsini yok eder. Zalimliğini anlatmak için Dicle’nin günlerce kan aktığı söylenir.
Hülagü bir gün, şehrin dışına kurduğu karargâhında, o beldenin en büyük âlimi ile görüşmek istediğini bildirir. 
Bu haber, âlimler arasında korku ve endişeye sebep olur. Kimse Hülagü tarafından öldürülmek korkusuyla bu davete icabet etmek istemez. Bu haber zamanın genç âlimlerinden Kadıhan’a ulaşır.
Kadıhan, ufak tefek tıfıl bir gençtir. Daha sakalı bile çıkmamıştır. 
Böylesi bir daveti kabul ettiğini söyleyerek Hülagü ile görüşmeye gidebileceğini, bunun için kendisine bir deve, bir keçi ve bir de horoz verilmesini ister.
Böyle bir fedainin ortaya çıkması ulema sınıfını rahatlatır. Çünkü bir kurban bulunmuştur. Hülagü’nün şerrinden korkan ulema sınıfı bu isteği hemen karşılar.
Kadıhan içeriye girer ve kendisini tanıtır. Kendisiyle görüşmek üzere geldiğini söyler. Hülagü, genci tepeden tırnağa süzer ve beklediği tipte birisi olmadığını görerek, “Bana göndermek için bula bula seni mi buldular. Gönderecek başka birini bulamadılar mı?” diye sorar.
Kadıhan gayet sakin bir şekilde; “Görüşmek için iri yarı, boylu poslu birini istiyorsan, bir deve getirdim. Sakallı yaşlı birisi ile görüşmek istiyorsan, bir keçi getirdim. Eğer gür sesli birisiyle görüşmek istiyorsan horoz getirdim. Üçünü de çadırın önüne bıraktım. Onlarla görüşebilirsin!” der.
Hülagü karşısındakinin sıradan birisi olmadığını anlar ve “Şöyle otur bakalım” diyerek ilk sorusunu yöneltir. “Söyle bakalım, beni buraya getiren sebep nedir?” diye sorar.
Kadıhan gayet sakin bir şekilde; “Seni buraya bizim amellerimiz getirdi. Allah’ın bize verdiği nimetlerin kıymetin bilemedik. Esas gayemizi unutup makam, mevki mal mülk peşine düştük. Zevk ve sefaya daldık. Cenab-ı Hak da bize verdiği nimetleri almak üzere seni gönderdi” der.
Hülagü bu sefer ikinci sorusunu sorar. “Peki, beni buradan kim gönderebilir?”
Cevap çok manidardır. 
“O da bize bağlı. Benliğimize dönüp ne kadar kısa zamanda toparlanıp, bize verilen nimetin kıymetini bilir, zevk ve sefadan, israftan, zulümden, birbirimizle uğraşmaktan vazgeçersek işte o zaman sen buralarda duramazsın.”
***
İşte AK Parti’nin neden bu hale düşüldüğünü, bu halden nasıl çıkılacağını bundan iyi anlatan bir hikaye olabilir mi?
Takke düşmüştür!
Tevazu nedir bilmeyen...
Kibir budalası olmuş...
Dava adamlıkları kendi ceplerine bağlı olur hale gelmiş...
Egoları tavan yapmış...
Güç sarhoşluğuna tutulmuş...
Kim varsa AK Parti’den temizlenmezse ve Erdoğan partide tasfiye harekatı başlatmazsa, bugünler de aranır...
Bakanlar Kurulu’ndan Genel Merkez yönetimine, il ve ilçe teşkilatlarından üst düzey bürokrasiye kadar büyük bir değişim şart.  
Eğer değişim olmazsa ise yakın tarihte Türk siyasetine damga vuran Özal’ın ANAP’ı, Demirel’in DYP’si, Ecevit’in DSP’sinin kaderinin yaşanmasının önüne geçilemez...
Ve hata üstüne hata yapan, güç sarhoşluğuna kapılmış AK Parti yapısı ile bugün İstanbul’da alınan yüzde 45’lik oyun dahi büyük bir başarı olduğunu, bu oyu da AK Parti’nin değil Tayyip Erdoğan’ın isminin aldığını düşünüyorum.
***
Sonuç itibarı ile...
Türk siyasetinde yeni bir süreç başlıyor...
AK Parti’de Cumhurbaşkanı Erdoğan işe yeni Bakanlar Kurulu ile başlayıp partisinde genel merkez yönetimi de dahil  “Yıkılıp yeniden yapılanma modelini” mutlaka ortaya koyacaktır...
Sadece CHP’de değil Türk siyasetinde artık İmamoğlu gerçeği kabul görecektir...
Çünkü  sadece İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmedi, “Türkiye’de muhalefet cephesinde lider yetişmiyor” diyenlerin de umudu haline gelen bir isim sandıktan güçlü çıktı...
Çünkü CHP’nin çok ötesinde  bütün seçmenlere hitap ederek koşuyor...
2023 mü olur bilmem ama yakındır! CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu merak etmesin koltuğu için gözü arkada kalmayacaktır...
Bekleyip görelim... 
Seçimi farklı bir şekilde kazanarak İstanbul’un yeni Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen  Ekrem İmamoğlu’nu tekrar kutluyorum. Ve seçim sonucu daha açıklanmadan rakibini kutlayıp son derece olgun bir duruş göstererek örnek olan Binali Yıldırım’a da teşekkür ediyorum...
Özlenen bir tablo oldu...

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap