SON DAKİKA
SON DAKİKA


Elinizdeki en değerli hazineyi biliyor musunuz?
27.02.2021

Öyle bir çağda yaşıyoruz ki…               
Bir tarafta “Nerede o eski nesil” demekten kendini alamayanların bugünkü gençliğe bakarak hayata isyanlarını duyuyoruz…
Diğer tarafta “ O eskide kaldı, hangi çağda yaşıyoruz” diyerek eskiye nazire yapan yeni nesli izliyoruz.
Ama gerçek olan şu ki yeni neslin elinde ister kabul etsinler ister etmesinler büyük bir hazine var.
Çünkü yaşanmışlıklar alıp götürüyor onları maziye.
Haksız da değiller ya…
Nerede o eski mahallendeki dostluk?
Nerede o eski mahallendeki komşuluk?
Nerede o eski mahallendeki arkadaşlık?
Nerede o eski Arafilboyu, Erdoğdu, Kavak Meydan,  Yenimahalle,  Boztepe, Hacıkasım, Ayasofya, Ganita, Sotka, Faroz, İncirlik, Gülbaharhatun?

Nerede o mahallelerde yaşayan o nesil?
Büyükleriniz…
Allah hayatta olanlara uzun ömürler versin her biri hazinedir.
Yalova’dan Mevlüt kardeşimin duyguları vesile oldu.


Nerede 1950 ile 1970 yılları arasında bu dünyaya merhaba demiş en genci 50, en delikanlısı 70 yaşında HALA 18’LİK DELİ TAYLAR GİBİ İDEALLERİNİN PEŞİNDEN KOŞAN HESAPSIZ  NESLİ!..?

60’lı yıllarda hayata gözlerini açan bizler de o neslin küçük halkalarından biriyiz.
Onların gençliğini biz çocukluğumuzda gördük.
Onun için hiç yabancı değiller bize.
O nesli çocukluk yıllarımızda kalan hatıralardan tanıyoruz tanıyabildiğimiz kadar.
Şöyle bir bakıyorum…
Hiçbirinin altına hazır bez bağlanmamış…
Höllük üzerinde yatmış, şeker çuvalından pantolon, kara lastikten ayakkabı giymiş…
Evde inek beslemiş, kendine okulda ABD süt tozu içirilerek beslenmiş, bir garip nesil…

Hiçbirinin renkli çocukluk resmi olmamış…
Hatta bazılarının  hiç bebeklik, çocukluk resmi olmamış…
Hiçbiri kreş, dershane, özel okul görmemiş…
Ama hepsi profesörlere ders verecek kadar bilgi sahibi olan bir tuhaf nesil…
Harp görmüş, darp görmüş…
Baskı, çatışma, sorguda işkence görmüş…

En azı 5 ihtilal, 6 muhtıra, 7 post-modern darbeden sağ salim paçayı yırtmış…
En azı 10 ekonomik krizden nasibini almış…

Tecrübe abidesi yoklukla terbiye edilmiş, direnç abidesi bir nesil…
Bu nesil özel bir nesil, birbirini vatan için katletmiş…
Vurmuş, vurulmuş…
Dövmüş, dövülmüş…
Ne yaptıysa yoluyla yordamıyla kendi meşrebine uygun ahlakına yakışanı yapmış…
Düşmanın da merdini aramış, buldu mu hakkını teslim edip onu da sevmiş…
Dostun namerdinden, arkadan hançerleyeninden nefret etmiş…
Birbirini yok etme pahasına ölümüne mücadele etmiş, ama neslini tüketememiş…


İntihar sayılmasın diye idam sehpalarına selam veren inançlı yiğitler de, sırtından kurşunlanıp dostunun kucağında can veren ana kuzuları da bu nesilden çıkmış.
68’lilerde, 78’lilerde bu neslin deli tayları, ipe sapa gelmeyen savaşçıları da bu neslin temsilcileri tarihe adlarını kanları ile yazmış…

Bunlar bu neslin üretim harikası mı yoksa üretim hatası mı tartışılır ama bu neslin istisnasız tamamı karşılıksız hesapsız bu vatanı sevmiş…
1950 ve 1970 yılları arasında doğanlar gerçekten özel üretim, çoğu yatılı okumuş, kardeşlik ve paylaşma duygusu zirve yapmış…
Çok kitap okumuş, en azı liseyi bitirmiş, hayatı yaşayarak öğrenmiş…
En azı simitçilik, olmadı ayakkabı boyacısı, tamirci çırağı, inşatta amelelik, pazarcılık hamallık yaparak,  karpuz satarak, stadyum önlerinde su satarak okul harçlığını çıkarmıştır…
Ne ailesine ne devletine ekonomik yük olmamış, geneli bir baltaya sap olmuştur…
Namarde muhtaç da olmamış, ezilmiş ama ezik kalmamıştır…
Aç, açık, evsiz yurtsuz, aşsız susuz kalmış, kimseye mudara etmemiş…

Eğilmemiş, el etek öpmemiş, aç yatmış, kuyruğu dik tutmuş…
Kan kusmuş, kızılcık şerbeti içiyorum demiş…
Dik durmuş dikleşmemiş kendi şahsına münhasır özel bir nesildir…
Görevini, sorumluluğunu bilen… Onuru için bir pireye bir yorgan yakan, öfkeli hırçın bir acayip nesil bu 1950 ile 1970 yılları arasında doğan tuhaf nesil bunlar!..
Dedim ya  o neslin en küçük halkaları arasında yer aldık.
Bakıyorum var olan  siyah beyaz resimlere, kimi sokakta oyun arkadaşım, kimi ilk okul arkadaşım…
Kimisi de Anadolu yollarında ömrümüzü adadığımız bir ülkü, bir ideal dava uğruna bir ömür feda ettiğimiz yol arkadaşlarım…
Onları korumaya alın…
Çünkü nesilleri tükenmek üzere…
Bunların üretimi sonlandı…
Kullanım sureleri doldu, tedavülden kalktı…
Neden bu nesil özel biliyor musunuz?
Bu neslin üzerinden silindir gibi devlet geçti.
Dozer gibi dünya milletleri ezdi geçti.
Hayat bu nesli sınadı, demedi, çarkının dişlilerin den öğüttü ama tüketemedi…
Bu çarktan kurtulabilen kurtuldu…
İşte bu gün nesli tükenen çarkın dişlileri arasından yaralı kurtulan bu nesil, yaralı da sakat da olsa yine de şükretmeyi, tevekkülü, sabırlı davranmayı yasamayı hayatta kalmayı bildi…
Bu nesil, ihanetin acısını, dost hançerinin sancısını, ölümüne yoldaşlığı, mezara kadar arkadaşlığı bildi…
Dostu için can vermeyi de, elindeki son lokmayı paylaşmayı da, sadakati de vefayı da bildi…
Bu nesil, katı, aksi, deli, serttir…
Bir o kadarda merttir, hoş görülü ve merhametlidir…
Bu neslin yaşarken öğrendikleri bilgi ve kaybederken edindikleri tecrübe en büyük servetidir.
Yani bu 1950 ve 1970 yılları arasında doğan nesil tam bir müzelik antika nesildir…
Onun için 1950 ile 1970 yılları arasında doğmuş, hala inadına yaşayan, ana baba, amca, dayı, teyze, hala, yenge dede anneanne babaanne her neyiniz varsa değerini bilin!
Çünkü bunlar elinizdeki son değerli hazinelerinizdir…
Oturun onlarla konuşun, dinleyin onlardan geçmişi öğrenin…

Hayatı öğrenin!
Sonra arar da bulamazsınız…
Çünkü onlar yakın tarihin son canlı kaynak kişileri, her biri iki ayaklı sözlü yakın tarih kitabıdır.
Benden söylemesi…

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap