SON DAKİKA
SON DAKİKA


BUNLAR ÇOCUKÇA İŞLER
29.06.2018

BUNLAR ÇOCUKÇA İŞLER

Zamanlı zamansız bizim de canımızın sıkkın olduğu oluyor. İş temposu, yoğunluğu, haber alma, habere dönüştürme, yayınlama derken iş alıp başını gidiyor.

Zaman zaman da öyle basit şeyler oluyor ki hem bizim vaktimizden hem de okuyucularımızın vakitlerinden anlamsız kayıplar oluyor. Yine öyle bir vakayla karşı karşıyayız. Tamam, işimiz bu da, kaç yumurtadan kaç kaygana olduğunu da bilenlerdeniz. Kaşar peynirinin de futbolcunun da kalitesinden anlarız çok şükür.

Bakın mesela; Ünal Karaman Trabzonspor’da futbolcuyken de gazeteciydik, teknik direktör olduğunda da... Çizgimiz o zaman nasılsa bugün de aynı.
Futbolcu futbolunu oynar, teknik adam planlama yapar, gazeteci de toplumu bilgilendirmek adına aracı olur. Bu hep böyledir ama arada sıkı dostluklar da kurulmaz değil, kurulur.

Biz o tarafında değiliz de bazen çocukça işler olduğunda içimiz burkuluyor, üzü- lüyoruz, yetmiyor kırılmasak da kızıyoruz. Kendimize olmadığını diyoruz. Değmeyen işlerle harcanan zamana hayıflanıyoruz. Birilerinin uçurduğu lafla, karganın kılavuzluğuyla hareket edip, gol üretmek yerine dedikodu üretimiyle ilgilenenlere üzülüyoruz.

Hele ki saygınlığı, toplumsal barışta önemli yer tutması gerekenler bu boş işlerle uğraşınca kızgınlığımız üzüntüye, onun adına ümitsizliğe dönüşüyor. Başınızı ağrıtan bu girişten sonra gelelim olayımızın kahramanına, ‘Bay Gol’ Burak YILMAZ’A.

Ne diyor en son açıklamalarında Bay Gol: “Eğer feda istenirse problem yaratan biri deği- lim. Çin’den gelirken o fedayı yaptım. Beni isteyen takımlar var.” Yani, “arkama bakmadan çeker gi- derim.” Veya 15 bin euroluk maç başları ve 5 bin euroluk puan primlerinden feda edebileceğini söylüyor Bay Gol. Bunun gibi birçok açıklaması var. Bu madalyonun bir yüzü, ya diğer yüzü hiç konuşulmuyor. Bay Gol de konuşmuyor. Biz madalyonun diğer yüzünü yazdığımızda Bay Gol kardeşim bana içerlemiş, kırılmış, küsmüş. Ne yapsam; iki gözüm iki çeşme ağlasam mı(!)? Burak Trabzon’a geldiğinde onu kırmızı halılarla mı karşılasam(!)? Denize nazır bir yerde yemek mi yesek de Bay Gol’ün gönlünü kazansam(!)?

Bak Burak kardeş, ne sen ben tanırsın ne ben seni tanırım, birbirimizle selamlaşmamız dahi yok. Çay içmişliğimiz bile yok. Ben işimi yapıyorum, sen de işini yap. Bunca sorunla boğuşurken bir cephe de benim tarafımdan açma istersen. Sahada işini yap. Biz seni alkışlayalım. Çünkü sen ve senin gibiler benim ilgi alanım içinde sadece Trabzonspor kimli- ğiyle yer alır...

ONUR'LU OLMAK!

2008 sezonunda Karşıyaka’dan transfer edildi. Nuri Al- bayrak yönetimiydi. İzmir amatör ekiplerinden Yeşilovaspor’da başlayan milli kaleci, daha sonra bu kentin köklü takımlarından Karşıyaka bünyesine katılmıştı. Dönemin izleme komitesi üyesi olan

eski Trabzonsporlu oyunculardan Turan Yurdakul, Onur’u yakın takibe almıştı. Yurdakul başarılı file bekçisinin hem iç hem de dış sahada birden fazla maçını izleyerek dönemin teknik heyetine ve yönetimine olumlu rapor vermişti.

11 yıldır Trabzonspor’un kalesini koruyan Onur’un, bordomavili kulüple 2 yıl daha sözleş mesi bulunuyor. 30 yaşındaki kaleci faal futbol yaşamını Trab- zonspor’da tamamlamak istiyor. Bunu her sohbet ve söyleşisinde açıkça ortaya koyuyor.

Alacaklarına karşı bugüne kadar Trabzonspor’a ihtar çek- meyen ve takım içinde ilk ‘Feda’da bulunan emektar kaleci, Trabzonspor tarafından çok se- vilen ve takdir edilen bir oyuncu. Kaptan, son iki yılda ise Trab- zonspor’dan transfer alacaklarını alamadı. Hiç sesini çıkarmadı. Bordo-mavili kulübü zor durumda bırakmadı. 15 Nisan 2018 Pazar günü Ankara’da oyna- nan ve 3-3 berabere sonuçlanan karşılaşmada sakatlanan ve koltuk değnek- leriyle Trabzon’a gelen milli kalecinin sakatlığı tamamen geçmiş. Onur, geçen günlerde yeni sezonu Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri’nde açan Trabzonspor’un başında sahaya çıkıp antrenmanlara katılıp teknik heyeti sevindirmiş. İstatistiklere bakmadım ama son yıllarda Trabzonspor’da en çok süre forma giyen oyunculardan biri olsa gerek. Davranışıyla, çalışmalarıyla, takıma, kulübe sahip çıkan yapısıyla takdirle karşılanan Onur, bundan dolayı çok seviliyor.

MEKTEPLİ Mİ YOKSA ALAYLI MI?

Trabzonspor'un altyapısı kısa süre içinde yıkılıyor ve yeniden yapılıyor. Ersun Yanal dönemimde getirilenlere ödenenler kulübün bilançosunda yer alıyor. İzmir'den ve İstanbul’dan getirilenler gönderilip yerine İhsan Derelioğlu getirildi. Derelioğlu ve ekibi işin başında epey cefa ve zorluk çektiler. Aradan daha 1 yıl geçmeden bu kez Ağaoğlu yönetimi Genel Koordinatör Özkan Sümer himayesinde göreve Hamit Cihan’ı başlattı. Sistemi de yaboz. Nerede istikrar?

2 yıl içinde 3 kez değişen altyapı sorumluları ve antrenörleriyle Trabzonspor'un altyapısından oyuncu çıkmasını beklemek hayalden öteye gidemez. Şimdi altyapıya alınacak yeni antrenörler için mektepli ve alaylı kapışması var. Sümer ve Cihan’ın planlamasında 'BESYO' mezunu antrenörlere öncelik tanınacak. Bu antrenörlerin parttime çalışacaklarının duyumunu alıyoruz. Ve de minik gruplarında. Bakalım, göreceğiz.

‘’SİSTEM ARIZALI’’

Bir okurumuz, Yavuz Selim Kemik Hastalıkları ve Rehabilitasyon Hastanesi’nde yaşadığı sıkıntıyı sosyal medya

hesabından özel olarak gönderdi. Noktasına virgülüne dokunmadan yazısını aynen yayınlıyorum: Annemi muayene ettirmek için hastaneye geldim.Röntgen servisi önünde insanlar büyük bir kalabalık oluşturdu. Bekliyorlardı. Röntgen kağıdımı verip sıraya girdim. Etrafımdaki insanlara ‘Niye bekliyoruz’ diye sordum. ‘Röntgen cihazımız arızalı,buradan doktor ekranına filmler düşmüyor’ dediler. Yaşlısı genci, hastası herkes perişan haldeydi. Bu çağda sağlık hizmetlerinin insanları mağdur etmesine çok üzüldüm. Beni en çok üzen de hastane yetkililerinin pişkinliği. Cevap gayet basit: Sistem arızalı!

 

 

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap