Yaşatmak
için yaşamak, insanlığın en önemli değerlerinden... Maddi kazançlar yerine
insani duyguları temel alan bu amaç; insanlardan, mesuliyet duygusu ve ciddi
bir vicdan kültürü istiyor.
Bugün
içinde bulunduğumuz salgın durumu, bu değerlerin önemini bir kez daha öne
çıkarıyor.
Bizlere,
YAŞATMAK İÇİN; “evde kalmalısın” sorumluluğu veriyor.
Evde
kalmak, kimine göre can sıkıcı, kimine göre de, arınmak, huzuru bulmak, kendine
zaman ayırmak, sadeleşmek, sevdikleriyle paylaşım içinde olmak. Aslında
bugünlerde, “evde kalmak”; önemli bir sorumluluğu yerine getirmek.
Farkında
değiliz ama evde kaldığımız müddetçe uzun zamandır işlevini unuttuğumuz
evlerimizi yeniden keşfediyor, hatta “yuva” kavramını yeniden yorumluyoruz.
“Yeşil
ve gölgeli dallarda gizlenen ve gülen
Evim...
Bugün bana ait, bugün benimsin sen...”diyor Ahmet Haşim.
İnsanın
kafasını sokacağı bir evinin olması o kadar önemli ki, içinde sıcak bir
çorbanın kaynadığı, sevdiklerimizle paylaşım içinde olduğumuz evlerimiz,
bizlerin yuvası…
Bizim
için “yuva” maddi değil, manevi değerler bütünüdür.
Ki,
bugünün “evde hayat var” sloganı
yuvamızı, insana dair tüm güzellikleri, güveni, sevgiyi, paylaşımı ve birlikte
direnmeyi içeriyor.
Bugünlerde
evlerinde sıkılanlara, evlerinin kendilerine dar geldiğini söyleyenlere,
“kalbinizi geniş tutun, özünüze kulak verin, yaşam kültürünüzü yeniden gözden
geçirin” derim.
Eviniz
değerlerinizle bir bütünlük oluşturmalı; yemek kültürünüzden, kullanım alanlarınızın
dekoruna kadar kimliğinizi yansıtmalı.
“Herkes ait olduğu yerde hayat bulurmuş.”
Sizi
anlatmayan, sizinle uyumlu olmayan, size nefes vermeyen ev, size yabancıdır.
Sıkıcıdır…
Evde
hayat var. Ama nasıl bir ev de?
Maddi
zenginliği yansıtan değil, manevi güzellikleri barındıran; emeği, sevgiyi
yansıtan, özgün, kendinizi huzurlu hissedeceğiniz bir ev.
Bu
açıdan bakıldığında bir evin/yuvanın; sadece başınızın üzerindeki çatıdan
ibaret olmadığı, esasen her şeyiyle koruduğun ve korunduğun değerler bütünü
olduğu gerçeği ortaya çıkıyor.
Bugün
sadece evlerimizin değil, dünyamızın da yaşanır olması, bizlerin emeğine ve
yaşatma gayretine bağlıdır.
Kıymetli
okurlarım; Cuma akşamı sokağa çıkma yasağı ilan edildikten ortaya çıkan paniğin
çok nedenleri var ama en önemli nedenlerinden birisi: yaşatmak için yaşamanın
erdemini idrak edememiş olmamız.
Hiç
tanımadığı insanlar için hayatını riske atan bir sağlıkçı, asker, polis kadar
işin ciddiyetine varamadığımız gibi, aynı sorumluluk duygusuyla hareket
edemiyoruz.
Hâlbuki
kendin için istediğini, başkaları için de istemek en temel değerlerimizden.
Eğer evde kalmak, bir başkasını yaşatmak için gerekliyse; bugün hepimiz bu
erdemli davranışı ortaya koymak zorundayız…
Göreceksiniz
ki, bir şeyi yerine getireceğiz, her şeyi düzelteceğiz.