Harf İnkılabı’nın 91.yıl dönümünü, büyük bir coşku ile
kutladık! En iyi yaptığımız şey, kutlamak; ne anlamını kavrayabildik ne de
geldiğimiz noktada, dil(sizliğ)imizin muhasebesini yapabildik.
Yavuz Bülent Bakiler’in der ki, “ Dil, bir insanın ve bir milletin hayatında bir şah damar
gibidir.”
Bugün gençlerimiz bile dilini nasıl kullanacağını, ne dediği
anlaşılmayan spikerlerden, artistlerden ya da sokaklardan öğreniyorlar.
Türkçe düşünüyor. Türkçe yazıyor. Ama Türkçe konuşamıyorlar! Dolayısıyla kimse birbirini yeterince
anlayamıyor.
Bizler ise hala, bu ve bunun gibi yıllardır çözüm bekleyen(başta öğretmen yetiştirme problemleri
olmak üzere, düzensizlik ve niteliksizlik... gibi) önemli sorunlarımızı ve
eğitim sistemimizi konuşmak yerine tutmuş, öğretmenlerimize önlük tanıtımı yapıyoruz.
Milli Eğitim
Bakanı’nın katılımıyla gerçekleştirilen programda, “ Önlük ustalığın
simgesidir. Olmuşluğun, muktedirliğin, muvaffakiyetin simgesidir. İşe başlamış
olmanın, çalışıyor olmanın, kolları sıvamanın, karşıdan görüldüğünde sorunları
çözecek kişinin geliyor olduğunun, ben buradayım, bilgimle, tecrübemle, deneyim
ve yeteneklerimle buradayım demenin temsilidir. Mesleğin güçlü temsiliyetidir.
” Denildi.
“Keşke aynı iddialı
cümleleri öğretmenlerimiz ve onları yetiştiren kurumlarımız için de
söyleyebilseydik!”
Elbette güven ve ciddiyet çok önemli lakin eğitimde itibar;
çağa uygunlukla, adanmışlıkla, bilgi, beceri, işinde yeterlilik ve topluma
kazandırılan çocuklarımızla elde edilir. Kıyafet
eğitimde bir bütünün parçası olabilir ancak.
En önemli meselemiz;
öğretmen.
Mesele,o önlüğü hakkıyla taşıyabilecek, özgüveni yüksek,
bilgili, sosyal ilişkilerini düzenleyebilme kabiliyetine sahip, aklı ve
kalbiyle, öğrencilerine önder olabilecek öğretmenler yetiştirebilmek.
Mesele; o önlüğü
taşıyan ve taşıyacak olan öğretmenlerimizin, eksiksiz yetişmeleri için, her türlü imkânı sunacak, çağın gerektirdiği
bir yapıda, nitelikli eğitim kurumlarına sahip olmak.
Nedense her şeyi konuşuyoruz da, eğitim alanına ki
eksiklerimizi, okullar arasındaki eşitsizliği, öğretmen atamalarında ki
düzensizliği, çocuklarımıza rol model olacak idealist öğretmen modeline neden ulaşamadığımızı konuşmuyoruz.
Bugün özel okullar olsun, kamu okulları olsun hepsinde en
önemli arayış nitelikli, kendini öğrencilerine ve topluma adamış idealist
öğretmendir. Bu vasıfta öğretmenlere
sahip olmamız için öğretmenlerin yaşam kalitelerini, maddi sorunlarını, sosyal
ve kültürel alanlarda ki imkânsızlıklarını konuşmamız gerektiğini bildiğimiz
halde, önlük gibi kolay işlerle göz boyuyoruz.
Bütün bunları, o önlüğün sorumluluğunu 25 yıl üzerinde
taşımış bir öğretmen olarak yazıyorum. Meselem;
Başöğretmen Atatürk’ten öğrendiklerimin ışığında, bilgilenmek ve
bilgilendirmek.
Her şey özüne ve
kimliğine sahip çocuklarımız ve onlarla
yükselecek ülkemiz için.