SON DAKİKA
SON DAKİKA


Sosyal medyada kendini kaybedenler!..
4.02.2021

Sosyal medya paylaşımlarına bakarak toplumun “eğitimi, kültürü ve ahlakı” hakkında sağlıklı bilgiler edinemiyoruz. Çünkü bu alanda çoğu insan sanal! Paylaşımlar kurgulanmış, kopya alınmış ve bir anlık…

  

Sosyal medyanın yarattığı ahlak ve de iletişim anlayışı ile ne kadar güvensiz bir ortam içerdiğini söyleyebiliriz. Bu haliyle “toplum yapısına” olumlu katkısı olmadığını, son yıllarda yaşanan aile içi iletişimsizliklerden ve kopmalardan anlayabiliyoruz. Eğitime olan katkısını(!) ise, yine eğitim seviyemizi gösteren “ülkeler arası” iki farklı sıralamadan anlayabiliyoruz.   

  

Eğitim seviyesi en yüksek ülke sıralaması; hâlihazırda okullarda bulunan öğrencilerin okuma, matematik ve bilimsel becerileri dikkate alınarak yapılmış. Bu puanlamaya göre eğitim seviyesi en yüksek ülke Çin. Ülkemiz ise sıralamada 41.   

  

Eğitimde en iyi ülkeler eğitimini tamamlamış yetişkinler baz alınarak belirlenmiş. 

Bu kategoride Birleşik Krallık birinci… Ülkemiz yine sonlarda.  

  

Ülkemizin eğitim konusundaki eksikliğini ve seviyesini ortaya koyduktan sonra, sosyal medyanın neden yanlış kullanıldığını, neden hala toplumda cinsiyet eşitliğini sağlayamadığımızı, insanların gelecekle ilgili hayaller kuramadığını, fırsatları değerlendiremediğini, genç işsizliğin gittikçe büyüdüğünü konuşabiliriz.  

  

Araştırmalara göre günde ortalama iki saatimizi sosyal medyada harcıyoruz.  Bu da insan ömründe önemli bir zaman dilimi… Bu alana sadece zamanımızı vermekle kalmıyoruz. Düne kadar özel ve mahrem gördüğümüz ne varsa, ellerimizle sanal âleme teslim ediyoruz…   

  

Çok az kesim sosyal medyayı, bilgilenme, mücadele ve dayanışma alanı olarak kullanıyor… Büyük bir kesim ise özgürlük alanı olarak gördüğü sosyal medyayı, istediği gibi iletişim kurabileceği, konuşup yazacağı bir mecra olarak görüyor… İnsanlar kurdukları suni yakınlıklarla kendini sosyalleşmiş görürken, bir kısım insanlar da, özellikle siyaset, soslu paylaşımlarla kendine taraftar ve itibar arıyor… Sosyal medyanın en yıkıcı ve kirli yanını, işte bu sahte kişilikler, paylaşımlar ve sanal ilişkiler oluşturuyor.   

  

Dolayısıyla bu alanı konuşurken, avantajları ve dezavantajlarıyla ele almak ve de değerlendirmek gerekiyor. Kadınların ve çocukların son zamanlarda bu mecrayı nasıl kullandıklarını ve de bu mecradan ne kadar zarar gördüklerini uzun uzun konuşmalıyız.

    

Elbette insanların sosyalleşmesi için iletişim şart. Lakin ailesinden ve yakın çevresinden kopuk, sadece sanal ortamlarda kurduğu çevreyle sosyalleşmeye çalışanlarda bir müddet sonra, ya psikolojik ya da ahlaki kırılmalar ortaya çıkabiliyor.  Özellikle eğitim seviyesi düşük profiller için karanlık ve her türlü tehlikeye açık bir alan.   

   

Eskiden yakın çevresiyle işbirliği içinde, bilgilenerek ve üreterek varlığını gösterenler; bugün, sadece sosyal medya üzerinden durum ve resim paylaşarak kendini göstermeye çalışıyor. Kadın ve erkek nasıl yaşayacağını ve nasıl görünmesi gerektiğini, sosyal medyaya göre tanımlarken kendi olmaktan çıkıyor, aynılaşıyor ve de ahlaki kırılmalar yaşıyor…

 

Bu insanları, son zamanlarda televizyonlarda ki kadın programlarında fazlasıyla görmek mümkün. Hoşumuza gitmese de, bu programlar kadına ayna vazifesi yapıyor.

 

Elbette sosyal açlık yaşayan her kesim için endişe verici bir durum ama kadının, bu yapı içinde kendini ve kimliğini kaybetmesi, her açıdan tehlikeli… Sosyal yaşama imkânlar sunmak yerine, toplumsal yapıya yeni sorunlar getiren bu alanı, STK’ların acilen gündemlerine alması ve eğitim programlarına dâhil etmesi gerekiyor.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap