SON DAKİKA
SON DAKİKA


“İSTİKLAL MARŞI” SİZDEN NE İSTİYOR?
29.03.2018

Günlerdir Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İSTİKLAL MARŞI ile ilgili çıkışını konuşuyoruz. Herkes konuya farklı bir yerden yorum getirmeye devam ederken ben, Sn. Erdoğan’ın konuşmasının “Akif İstiklal Marşı’na ‘Korkma’ ile başlıyor, Akif’in ilham kaynağı burası. İstiklal Marşı’mızın anlamını ve önemini çocuklarımıza iyi öğretmeliyiz. Marşımızın anlamını yalnızca dilimizle birlikte kalbimizle de okuduğumuzda anlayabiliyoruz.” kısmına katılıyorum. “KALBİMİZLE OKUMALI! Ruhunu anlayabilmeliyiz.”

25 yıllık öğretmenliğim süresince üç bin kişilik bir okulda (tatil ve izinli olduğum günler dışında) hemen hemen her pazartesi “İstiklal Marşı” ile okul açılış törenlerini yapmış birisiyim. ‘Bayrak Törenleri’, diğer okullarımızda olduğu gibi okulumuzda da Müzik ve Beden Eğitimi öğretmenlerimiz önderliğinde büyük bir ciddiyet içinde yerine getirilir/di.

Sadece törenlerde değil tabii ki, derslerimizde de, “İstiklal Marşı ve Milli değerlerimiz” ile ilgili gerekli ‘bilgilendirme ve ruh’u öğrencilerimize vermek öğretmenler olarak hepimizin birinci sorumluluğudur. Hepimiz ‘İSTİKLAL MARŞI’mızın bir “şiir ve müzik” olmasının ötesindeki manasını anlatmaya ve kavratmaya çalışırız.

İşte eğitimde “millilik” ve “ülke değerlerine” sahip çıkma tam da burada başlar.

Demem o ki, İSTİKLAL MARŞI’mıza olan ilk sorumluluk eğitim kurumlarında başlıyor. Sn. Erdoğan’ın bahsettiği o ‘MİLLİ RUH’ bu ortamlarda besleniyor ve de büyüyor.

İstiklal Marşı’mızı bugünlerde (bestesiyle) gündem yapanlara en önce, “Milli kimliğimizi ve ruhumuzu” oluşturan ve de besleyen milli bayramlarımıza karşı takındıkları yasaklayıcı tavırlarını sormak isterim. Vatan sevgisinin, bağımsızlık duygusunun, hürriyet fikrinin, millet tanımlamasının, hak, hürriyet kavramlarının, milli ve manevi duyguların ilmek ilmek işlendiği, KİMLİK arayışımıza en iyi cevaptır MİLLİ BAYRAMLARIMIZ ve MARŞIMIZ

Marşımızın ruhunda Milli Mücadele, iman ve ümit vardır. Bu ruh; dostu sevindirir. Düşmanı korkutur.

Gelelim “İstiklal Marşı”nın yeniden bestelenmesi konusuna.

Elbette güftesine dokunmamak kaydıyla, mevcut marşın bestesini değiştirmek mümkündür. Bu bir tabu değildir. Ancak “hissetmek” gibi bir meseleniz varsa, bunun nedenini sadece “beste ile güfte” arasındaki uyumsuzlukta aramak, bir başka hissizlik demektir. Bunun altında da kültürel bir saldırı aranır.

Milli marşlar, hem millettin duygu birliğini temsil eder hem de tarihsel bir hafızadırlar ki, öyle ulu orta konuşulacak ve toplum içinde tartışılacak bir konu değildir.

Bir topluma yapılan en tehlikeli ve sinsi saldırı, milli değerlerin ve kavramların içini boşaltmaktır. En büyük birleştirici gücünüz olan “Milli değerlerinizi” sıradanlaştırıp, özünden kopuk tartışmaların eline bırakırsanız yavaş yavaş kimliğinizden, duygunuzdan, bayrağınızdan, atalarınızdan, özünüzden uzaklaşırsınız. Bu da sizi kolayca başka akılların ve kültürlerin esiri haline getirecektir.

İşte bu amansız saldırılara “bilgi ve toplum hafızası” ile karşı duracak olanlar ve de konuyu tartışacaklar bellidir. Dolayısıyla Sn. Erdoğan’a “İSTİKLAL MARŞI” çıkışının muhatabının ve dolayısıyla derdine çarenin, entelektüeller, Millî Eğitim Bakanlığı ve camiası olduğunu hatırlatmak istiyorum.

Yoksa gündem oluşturmak adına, insanları bilmedikleri bir konu üzerinde tartıştırmak, kafalarda soru işaretleri oluşturmak ve yeni ayrışmalara neden olmak sağlıklı bir durum olmasa gerek. Hem de kimlik arayışına ve ayrıştırma çabalarına en iyi cevap olan İSTİKLAL MARŞI üzerinden.

Dolayısıyla Sn. Erdoğan sizin, bizim, hepimizin ‘İstiklal Marşı’nı hissetmemiz için önce, AKİF’İ anlamamız, MİLLİ düşünmemiz, tarihimizi bilmemiz, samimi bir inanç dünyasına sahip olmamız gerekmektedir.

ŞİMDİ, “İstiklal Marşı” sizden konuyu, çözümün adresine havale etmenizi, tartışmalara bir an evvel son noktayı koymanızı istiyor.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap