SON DAKİKA
SON DAKİKA


Bilinmezliğe doğru
6.01.2020

Ülkemizin yarınları iki kesime; siyaset ve gençliğe... Gençliğin yarınları ise siyasete teslim. Yani nereden bakarsanız bakın geleceğimiz, siyasetin iradesi ve inisiyatifinde. Ülkemiz adına hangi kararlar alınırsa alınsın, hangi yeni atılım ve yatırım yapılırsa yapılsın, siyasetin önce, çocuklarımızın nasıl etkileneceğini düşünmesi gerekir. Ki, Suriye politikamızın ağır yükü de, bugünlerde alının Libya kararı da hatta “Kanal İstanbul” projesinin getirisi, götürüsü de yarın, çocuklarımızın omuzlarına binecektir.

 

Çocuklarımıza “iş, aş” konusunda hiçbir şey yapamayan, beyin göçünü dahi durduramayan siyaset, ülke adına yaptığı her işte ve aldığı her kararda sağduyulu olmalı, onlara yeni, yeni sorunlar üretmemelidir. Dolayısıyla siyasetçilerin ve iktidarın bugünlerini kurtarma, kendilerini alkışlatma gibi bir beklentileri olmamalıdır. Alacakları her karar, başka problemlere meydan vermeyecek ve ülke genelinde kabul görecek nitelikte olmalıdır.

 

Temenniler bu yönde lakin, Suriye ve Libya konusunda alınan siyasi karalar ülke genelinde pek de destek görmemiş, dış siyasette ki belirsizlik, hamlelerin olumsuz dönüşleri yüzünden, toplum “bizim akıbetimiz ne olacak” diye sormaya başlamıştır. İktidar ve dış siyasette ona destek olanlar, her şeyin istenilen çerçevede ilerlediğini söyleyebilir mi?

 

Elbette dört bir tarafınız kaos ve savaşlarla çevriliyken hiçbir şey yokmuş gibi davranamazsınız, hele de, çıkarlarınızla alakalı taraf olma gibi durum ortaya çıkıyorsa...

 

Olup biteni sineye çekmek sizi daha büyük bilinmezliğe iter ve elinizi zayıflatır. Burada önemli olan, hangi önceliklere sahip olduğunuz, beklentilerinizle ilgi siyasetinizi nasıl yürüttüğünüzdür. Geldiğimiz nokta zaten ortada; Türkiye uzun zamandır ilk kez bu kadar büyük yalnızları oynuyor.

 

Şimdiye dek yanında durduğumuz, her seferinde müttefikimiz ilan ettiğimiz ABD bile, ‘Ermeni soykırımı’ tasarısını Kongre’nin her iki kanadında da geçirdi. AB ise her zamanki gibi demokrasi konusunda eksiklerimizi bahane ederek bizimle olan mesafesini gittikçe açıyor. Suriye ile hala diplomasi bağımızı kuramamışız. Rusya oldukça politik bir tavır içinde Sözde Suriye için işbirliği içinde ama İdlib’de karşımıza dikilebiliyor.

 

Muhtemelen karşımızdakiler kendi dengelerine göre politikalarını yürütüyorlar ama biz her bölgede farklı ülkelerle işbirliği yapmak gibi bir dengesizliğe düşüyoruz. Dış politikamızı bir bütün olarak ele almamız gerekirken, her bölgede farklı müttefikler aramak başarı getirmeyeceği gibi yarın bizi daha da yalnızlaştıracak ve başarısız kılacaktır.

 

Unutmayalım ki, Türkiye’nin dış ilişkilerinde yalnızca güvenliği değil, ekonomik çıkarları da söz konusudur. Yaşamak için güvenli bir coğrafyaya sahip olduğumuz kadar ekonomik bağımsızlığa ve sürdürülebilen sağlıklı pazarlara da ihtiyacımız vardır.

Sonuç;

Trump’ın, İranlı komutan Kasım Süleymani’nin öldürülmesi emrini vermesi, kendi iktidarının devamı için her şeyi göze aldığını gösteriyor. Türkiye’nin bu süreçte birilerine güvenmek ve dost aramak yerine, tarihinden aldığı referans ve güçle, kendi menfaatlerini ön planda tutması, bütün ülkelerle diploması siyaseti yürütmesi gerekmektedir.

 

Özellikle Ortadoğu’da bir bilinmezlik, belki de yıllarca sürebilecek bir savaş görüntüsü var. “Yeni Dünya Düzeni” ülkemize şekil vermek için kapımıza dayanmadan önce, sınırlarımızın güvenliğini ve ülke birliğimizi güçlendirmek zorundayız. Siyaset bunu ülkesinin yarınları ve gençlerimize olan görevleri adına yapmalıdır.

© 2020 www.karadenizgazete.com.tr | Karadeniz Gazetesi bir Güçlü Ticari Ve Sınai Ürünler Pazarlama Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi ‘dir.

Giriş Yap