Trabzon
için elzem ve öncelikle olan:
Şehir
Hastanesi mi?
Yatırım
Adası mı?
Cevap;
nereden baktığınıza bağlıdır!
Hasta
toplum yaratmama açısından baktığınızda; öncelik işsizliğin had safhada olduğu
Türkiye ve O’nun “T”si olan Trabzon için iş arayanlar adına “iş-aş”, ülke için
ise “kalkınma adına üretim” demek olan YATIRIM ADASI’dır.
Ancak,
işi ve aşı önemsemeyerek, üretimi de kenara koymaya önceliği verdiğinizde,
ister istemez başta psikolojik rahatsızlıklar (ki toplumun yüzde 70’i bu
haldedir) olmak üzere hastalıklar artacaktır. Bu da ilk tercihi ŞEHİR HASTANESİ
yapacaktır.
Demek
istediğimiz odur ki, YATIRIM ADASI ile iş-aş olacak ise, hastalıklar azalacak
ve de ŞEHİR HASTANESİ’ne ihtiyaç kalmayacaktır.
Kıssadan
hisse:
Hoca
Nasrettin; içine düşürüldüğü fakirlikten ömrünü yokluk içinde bir kulübede
geçirmiş. Hastalanınca da, ahir ömrünü tamamlaması için 5 yıldızlı otel gibi
döşenmiş hastaneye yatırıldığında, Azrail’in kapıda beklediğini görünce, tekrar
kulübeye dönmek istemiş ama nafile!
Yeri
gelmişken ekonomistlerin tespiti:
Görkemli
şehir hastaneleri cari açığı arttırıyor. Üretime yönelik yatırımlar ise açığı
kapatıyor.
ÖYLE
BİR “AMİİİNN” ÇEKİLİYOR Kİ!
Hani
denir ya; “Allah, kulunun gönülden yaptığı duayı, söylediği amini kabul eder”
diye!
Ama
öyle bir dua var ki, kabul olsun diye gönülden çekilen “amin” her geçen gün
öylesine gür sesle zikrediliyor ki sormayın!
Nasıl
mı?
Hoca
dua ediyor:
“Dertlilere
deva...”Amin!
“Hastalara
şifa...”Amiinn!
“Borçlulara
edâ ihsan eyle Yarabbi!” Amiiinnnnn!
Bu
da gösteriyor ki, ekonominin durumunu anlamak için Hazine ve Maliye
Bakanlığı’na, enflasyonun oranını öğrenmek için Türkiye İstatistik Kurumu’na
değil, gerçeği anlamak için hocanın duasına çekilen “aminin” her geçen yıl
artan şiddetine bakmak yeterlidir!
VATAN
BORCU MU?
“Bu
ne perhiz, bu ne lahana turşusu” dedirtecek türden bir borç kıssası:
Tüccar
baba, vatan borcunun zorluğundan yakınan oğluna;
“Aradaki
fark bu işte oğlum! Normal borçlarda insan vadenin dolmasını hiç istemez. Oysa
vatan borcunda vadenin bitimi sabırsızlıkla beklenir!” demiş.
FINDIKTA
GİRESUN, TRABZON, ORDU…
Fındık
ticareti ile iştigal ederken, bizim meslekle de haşır neşir olan Osman
Çakmak’ın Trabzon, Giresun, Ordu üzerinden bir tarif var:
Fındığın;
Sarayı
Trabzon. (Ticareti)
Tahtı
Giresun. (Lezzetlisi)
Payitahtı
Ordu. (En çok üretildiği yer)
Fındık
ticareti, daha doğrusu ihracatı ile yersiz ve zamansız bir tartışmanın
yaşandığı şu günlerde önce bunları paylaşayım, gelecek hafta da kitabın tam
ortasından ve dünya ürünü olması gerçeği üzerinden hareketle bu konuyu
irdeleyeyim dedim.