Alanyaspor-Trabzonspor maçının sonucu 1-1 olmaz, ev sahibi maçı en az 2-3 farkla kazanır idi.
Çünkü futbolculardan takım kurmada art niyetli, müsabakayı da kenardan okumada özürlü, değişecekleri yazmada da yanlış tercihleri olacak ve de sonuçta da Trabzonspor yine sahadan mağlup ayrılacaktı.
Ne zaman ki Newton gönderildi, geçici statüde de olsa İhsan Derelioğlu bir maçlığına görevi üstlendi Trabzonspor daha sahaya çıkmadan az da olsa kendine gelmeye zaten başlamıştı! Nasıl mı?
Derelioğlu, önce futbolcular arasında şan ve şöhrete dayalı tercihi bir kenara koydu, hakkı hukuku gözetti.
Sonra ligin en iyi futbol sunan ekiplerinden olup, sahasında bu sezon hiç gol yememiş Alanyaspor’un oyununu nasıl bozacağının hesabını yapıp, ona göre ilk 11’i oluşturdu.
Serkan’ı savunmanın sağına koyarken, bu yerin adamını kenara oturtmadı. İyi mücadeleci olup ve rakibi hem ayakları, hem de davranışları ile bezdiren Pereria’yı orta alana koyarak bozmadaki en önemli adımı attı.
Trabzon amatör liginde onun gibi 10 tane bulunabilecek Marlon’u kenara aldı. İkinci adamlıkta hemen hemen her mevkiinin hakkını az çok veren Kamil Ahmet’e savunmanın solunu emanet etti.
Hepsinden öte, İngiliz vatandaşı olduğu için Newton tarafından ilk 11’inn değişmezi yapılan Baker’i “Sen burada işe yaramıyorsun” diyerek kulübeye oturttu.
Sorlöth sonrası beklentileri karşılamakta zorluk çeken Afobe’nin yerine Djaniny’i en ileri uçta görevlendirdi. Bu oyuncu gol atamadı. Hatta çok net kaçırdı, ama pozisyon üretti.
Abdulkadir Ömür’e adeta tapulandırılan hucümun sağ tarafında Yusuf Sarı’yı “Geldiği ilk günlere dön” diyerek sahaya sürdü.
Agresif ve hızlı futbolu ile Yusuf iyi sinyaller verdi. Dahası, “Bu kanat Yusuf’un, santraforun arkası da Abdulkadir Ömür’ün yeri ve hakkıdır” doğrusunu gösterdi.
Kısacası İhsan Derelioğlu yönetimindeki Trabzonspor, Newton’un garabetlerinden kurtulduğu, herkesin “farklı mağlup olacak” diye düşündüğü bir sırada bu beklentileri boşa çıkardı.
Peki; ya Newton olsa idi? Yani, Trabzonspor’un başında, hak etmediği yerde inat ve ısrarla tutulmaya devam edilse idi! Ne olurdu?
Bundan önceki maçlarda ne oldu ise aynısı olurdu! Hem de bu kez lig lideri Alanyaspor’dan fark yiyerek...
O zaman, bu Newton’u göz göre göre, kim ve neden Trabzonspor’un teknik adamlığında tuttu? Tuttu da ne oldu? Ortada!
Peki, alınan yenilgilerin, kayıp edilen onca puanın hesabını Newton, “get out” olduğuna göre, Trabzonspor’da kimse vermeyecek mi?
Son Avrupa’ya gidemeyip, milyonlarca avro kayıp edilmesine sebep olanlar da dahil olmak üzere Trabzonspor’u şimdiye kadar zarara uğratanlardan hangisi hesap verdi ki; Newton’u teknik direktör yerine koyup takımı emanet edenler versinler!
Ezcümle son değerlendirme: Abdullah Avcı öyle veya böyle geldi, getirildi.
Bakalım ne olacak? Her ne kadar, Abdullah Avcı ile ilgili kişisel düşüncemiz pek müspet olmasa da, biraz sabır eylemek, gidişatı görmek, yürüyüşünü izleyip az da olsa beklemek lazım!